Darbe soruşturmasında tutuklanan eski Hava Kuvvetleri Komutanı, YAŞ üyesi Akın Öztürk, savcılık ifadesinde özetle şunları söyledi: “Darbeyi planlayan ve yöneten kimse değilim. İstanbul’da olay günü bir arkadaşımın kızının düğünü vardı. Ben İstanbul’a gidemedim. Düğün sahibi Mehmet Şanver ile konuştuk. Bana uçakların alçak uçuş yaptığını sordu. Ben de bu sırada televizyonda gelişmeleri izliyordum. Hava Kuvvetleri Komutanı da bu düğünde idi. Beni aradı ve ‘duruma müdahale et’ dedi. Üs komutanlığına telefon ettim. Üs komutanı ve misafir olarak orada bulunan Tümgeneral Kubilay Selçuk bana Genelkurmay Başkanı’nın üste olduğunu söyledi. Yaklaşık 5 dakika içerisinde Genelkurmay Başkanı’nın yanına gittim. Bir oda içerisinde Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar çay içiyordu. Bana ‘Bunlar bu işi yaptılar, bunlarla konuş ikna et’ dedi.
Bu sırada İstanbul’da tankların üzerine insanlar çıkmıştı. Üstte televizyon açıktı. Selçuk ve Tuğgeneral Mehmet Dişli’ye darbenin başarılı olamayacağını anlattım. Genelkurmay Başkanı da ikna etmeye çalıştı. Bir büyük olarak, Hava Kuvvet Komutanı Abidin Ünal’ın isteği üzerine onlara telkinde bulundum ikna oldular. Yeni uçak havalanmadı.
‘Bacağımdan yaralandım’
Bunun üzerine Akar, Başbakan’la görüştü. Bana ‘Sen burada kal, bunları iyice ikna et’ dedi. Daha sonra helikopterle Başbakanlığa gitti. Her şeyden emin olduktan sonra helikopterle Başbakanlığa gidecektim. Helikoptere bindim ancak bu sırada havada başka uçak ve helikopterler vardı. Bana havadaki uçaklardan ateş açıldı. Üsse geri döndüm. Bir süre sonra üsten helikopterlerle ayrılmak için teşebbüste bulundum. Bacağımdan yaralandım. Üste geri döndüm. Bu sırada Dişli ile telefondan irtibat halindeydim. O Genelkurmay Başkanı ile birlikte helikoptere binip Başbakanlığa gitmişti. Daha sonra Genelkurmay 2. Başkanı’nın üste olduğunu öğrendim. Onun bulunduğu odaya gittim. Gözleri bağlıydı. Gözlerini açtım. El ve ayakları bağlıydı, çözdüm. Üste başka bir yerde Hava Kuvvet Komutanı Abidin Ünal ve diğer generallerin bulunduğunu bu sırada öğrendim. Genelkurmay 2. Başkanı Yaşar Güler’e gidip bunları anlattım. Yaşar Güler, Özel Kuvvetler Komutanı ile görüştü. Onun üsse geldiğini söyledi.
Kasırga da üsteydi
Ben üste Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga, Kara Kuvvetleri Komutanı, Kurmay Başkanı, Emir Subayı ve Özel Kalem Müdürünün de orada olduğunu öğrendim. Bu sırada Özel Kuvvetler Komutanı Albay Murat üsse girip Fahri Kasırga ve Kara Kuvvetleri Komutanı’nı kurtardı. Biz Ünal ile birlikte karargahta kaldık. Güler evine gitti. Benim hakkımda çeşitli iddialar çıktığı için bu iddiaları yayınlamak için bir basın bildirisi yayınladım. Daha sonra evime gittim. Gece saat 01.30 sıralarında Merkez Komutanı beni gözaltına aldı. Benim bu darbeye iştirak etmediğime dair Org. Akar, Abidin Ünal, Yaşar Güler tanıktır. Ayrıca paralel yapıya karşı mücadele eden kişilerden biriyim. Bu konuda da eski Genelkurmay Başkanı Necdet Özel, Sivil Emekli Hava Pilot Yarbay Mehmet Yıldırım, Emekli Astsubay Cahit Demirbüken ve MİT Müsteşarı Hakan Fidan dinlenebilir. Hakan Fidan’a Etimesgut Hava Hastanesi Başhekimliğinden gelen listeyi elden verdim. Tecrübelerime göre bu askeri darbeye teşebbüsü paralel yapının gerçekleştirdiğini düşünüyorum. Beni atama listesinde Genelkurmay 2. Başkanı olarak göstermişler. Ben gerçekte Genelkurmay 2. Başkanı’ndan kıdemliyim. Kubilay Selçuk ve Mehmet Dişli ile bu askeri darbeyi neden yapmaya çalıştıkları konusu ayrıntılı konuşmadım. Ben Genelkurmay Başkanı’nı gördüğümde kendisinin boynunda yara izleri vardı.” (TÜRKER KARAPINAR - MİLLİYET)