Türk bankacılık sistemi yılın ikinci yarısı için şimdiden uluslararası piyasalardan sadece sendikasyon piyasalarını kullanarak 7 milyar dolar kaynak çekmeyi planlıyor. Yılın ilk yarısında ise bankaların sendikasyon, seküritizasyon, murabaha, bono- tahvil, eurobond, kira sertifikası ihracı ve uluslar üstü kuruluşlarla çeşitli anlaşmalar yaparak 18 milyar dolar civarında kaynak çektiği hesaplandı.
Dünya’ya uluslararası borçlanma piyasası hakkında bilgi veren ve şimdiden belli olan borçlanma programını açıklayan 12 bankanın genel müdür yardımcısı Türkiye’ye yeni kredi çekmek için fırsat kolladıklarını anlattı. Bu yıl bankaların çeşitli tematik menkul kıymet ihraçlarını da denedikleri görülürken yılın ikinci yarısı için yeni ihraçlar yapacağını ve seküritizasyon ya da tahvil ihraçları için borçlanma programları hazırlayacaklarını bildiren bankalarda oldu.
Fed kaynaklı belirsizliklerin nispeten ortadan kalkması, doların maliyetinin bu yıl korkulduğu kadar yükselmemesi yılın ilk yarısında bankaların elini rahatlatan gelişmeler olarak ön plana çıktı. Türkiye’de yaşanan politik değişime rağmen ‘reform ajandası’ ve ‘yatırım yapılabilir’ notunun korunmasının Türk bankalarının rakipleri karşısında görece üstünlüklerini korumasına neden oldu. Yılın ikinci yarısı için Brexit ile büyük merkez bankalarının global likiditeyi destekleyici hamlelerinin Türkiye’ye kaynak akışının rahat bir şekilde süreceği beklentisini şekillendiriyor. Nitekim bankacıların verdiği bilgiye göre, sendikasyon kredilerinde ya da menkul kıymet ihraçlarında ‘maliyet’ cephesinde de bir önceki yıla göre değişiklik yok.
Bugün artık neredeyse tüm bankalar uluslararası piyasalardan borçlanmalarını belli bir program dahilinde yaparken sendikasyonlarını yüzde 100 ve üzerinde rahatlıkla çevirme kabiliyetleri olduğunu, bir dönem kapanan seküritizasyon kredilerinde yeniden aktif olduklarını anlatırken özellikle bono, tahvil ve eurobond ihraçlarında yeni yatırımcılara ulaştıklarını belirtti. Bankacılar, bazı ihraçlarda Avrupalı yatırımcıların bazı ihraçlarda ise başta Kore ve Çin gibi uzakdoğudan yatırımcıların geldiğine işaret etti. İş
Yatırım: Yüzde 10-20 artış olur
İş Yatırım ise yaptığı değerlendirmede özel sektör tahvil ihraçları diye bakıldığında yurtiçi TL cinsi özel sektör borçlanma aracı ihraçlarında toplamda, 2016 yılının ilk 6 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 17.12 oranında bir artış yaşandığını belirtti.
Sektör olarak dağılıma bakıldığında bankacılık sektörünün geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık aynı tutarı koruduğu, banka dışı finansal kesim ihraçlarının ise yaklaşık 2,5 katına çıktığı, reel sektör borçlanma aracı ihraçlarının ise yaklaşık yarı yarıya azaldığını ifade eden açıklamada, “Benzer seyrin yıl sonuna kadar devam edeceği ve 2016 yılının, geçen yıla göre %10- 20 oranında bir artış ile kapanacağı söylenebilir” açıklaması geldi.
2015 ve 2016 yıllarında Türk şirketleri tarafından gerçekleştirilen eurobond ihraçlarını da değerlendiren İş Yatırım, geçen yıl 3.9 milyar dolar gerçekleşen toplam eurobond ihracının, 2016 yılının ilk 6 ayında yaklaşık olarak 5.7 milyar dolara tutarına ulaştığını bildirdi. Şirket, “Bankacılık sektörü, 2015 yılında toplam gerçekleştirdiği 2.7 milyar ABD Doları tutarındaki ihraca karşılık, 2016 yılının ilk 6 ayında toplam 4.8 milyar ABD Doları tutarında ihraç gerçekleştirdi. 2015 yılının öne çıkan reel sektör eurobond ihraçları Çalık Holding ve Turkcell İletişim Hizmetleri olurken, 2016 yılında Koç Holding’in 750 milyon ABD Doları büyüklüğündeki ihracı dışında reel sektör şirketi eurobond ihracı gerçekleştirmedi” açıklamasını yaptı.
Ziraat Bankası: Uluslararası piyasalarda etkinliğini artıracak
Bu yıl borçlanma piyasalarını en aktif kullanan banka açık ara Ziraat. Ziraat Bankası Hazine Yönetimi ve Uluslararası Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Bilgehan Kuru, “Sektörün en köklü, en büyük, yurtiçi ve yurtdışı şube ağı en yaygın ve müşteri odaklı bir iş modeline sahip bir banka olarak, uluslarararası piyasalarda etkinliğimizi artırma niyetindeyiz. Bu amaçla farklı ürün ve fi nansal yapılar üzerinde fi zibilite çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi. Türk bankaları için uygun maliyet ve uzun vadeli borçlanma ivmesinin süreceğini öngören Bilgehan Kuru, “Ziraat Finans Grubu olarak 2012 yılında başlattığımız piyasa ve müşteri odaklı iş anlayışımızın olumlu yansımalarını almaya başladık. Özellikle gerçekleştirdiğimiz iki eurobond ihracı sonrasında Bankamızın mevcut sermaye yapısı da göz önünde bulundurulduğunda Bankamızı izleyen yatırımcı sayısında artış gözlemliyoruz” bilgisini paylaştı. Bu yılın ilk yarısında Ziraat Bankası’nın yaptığı işlemlere bakıldığında 500 milyon dolarlık eurobond ihracının yanında yaklaşık 3,5 milyar TL nominal tutarında Türk Lirası cinsi banka bono ihracı gerçekleştirdi. Ziraat Bankası nisan ayında vadesi dolan sendikasyon kredisini 240.5 milyon dolar ve 762 milyon euro olarak yüzde 100 oranında da yeniledi. Ayrıca banka 2014 yılında kurduğu GMTN (Global Orta Vadeli Tahvil) programı çatısı altında daha kısa vadeli özel tahsisli, ihraçlarda yaptı. Bu ihraçlarda 500 milyon dolarlara ulaşan bankada şu anda bakiye 115 milyon dolar düzeyinde bulunuyor. 2016 yılının ilk yarısında yabancı para repo işlemleri aracılığıyla 300 milyon dolar kaynak sağladıklarını da ifade eden Bilgehan Kuru, “İlk yarda ikili anlaşmalar yoluyla yaklaşık 250 milyon dolar, uluslararası fi nans kuruluşlarından ise yaklaşık 120 milyon dolar tutarında kredi sağlamıştır” bilgisini de verdi. Piyasa şartları çok cazip olmadığı takdirde 2016 yılında yeni bir eurobond ihracı planlamadık ama farklı enstrümanlarda borçlanmaya devam edeceklerini aktaran Kuru şöyle devam etti: “2016 yılının ikinci yarısında %20’lik büyüme ile postfi nansman işlemlerinde 3 milyar doların üzerinde bir büyüklüğe ulaşmayı hedefliyoruz. Türk Lirası bono ihraçlarımızda ise, yılın ikinci yarısında 1,9 milyarlık banka bonosu itfamızı döndürmenin yanında piyasa koşullarına göre banka bono stoğunu artırmayı planlamaktayız. GMTN ve YP repo işlemleri aracılığı ile yeni kaynaklar sağlanmaya devam edilecek. Yılın ikinci yarısında ikili anlaşmalar yoluyla 100 milyon dolar, uluslararası fi nans kuruluşlarından ise yaklaşık 275 milyon dolar yeni kaynak sağlanması planlanıyor. Programın kurulmasıyla ilgili dışsal bir gecikme olmazsa, yabancı para cinsinden havale akımlarına dayalı bir sekürütizasyon programı kurma çalışmalarımız devam ediyor. Bu program yoluyla bu yılın ikinci yarısında yaklaşık 500 milyon dolar tutarında bir kaynak temini planlıyoruz.”
Yapı Kredi Bankası: Bankaların hızlı hareket etmesi gereken yıldayız
Yapı Kredi’den yapılan açıklamada ise mayıs ayı içerisinde 1.5 milyar dolar sendikasyon kredisi sağlandığını, mart ayında ise 10 yıl 1 gün vadeli 500 milyon dolar tutarında sermaye benzeri tahvil ihracı gerçekleştirildiği bildirildi. Açıklamada, “Sene boyunca uluslararası tahvil piyasalarında maliyetlerin dalgalı seyrettiğini gözlemledik. İşlem pencerelerinin geçtiğimiz senelere kıyasla daha kısa süreli olması nedeniyle bankaların daha hızlı hareket etmesini gerektiren bir yıl içerisindeyiz. Piyasalarda son dönemde hakim olan Amerikan Merkez Bankası’nın (FED) faiz artırım kararını ertelemiş olduğu düşüncesi, yurtdışından fonlama sağlayan Türk bankalarının maliyetlerine olumlu olarak yansıdı. Bankaların ürün ve yatırımcı grupları konusundaki çeşitlendirme çalışmaları devam ediyor. Bankalar daha evvelden Türkiye’ye yatırım yapmamış yatırımcı gruplarını Türkiye’ye çekebilecek fi nansal ürünler tasarlıyor. Önümüzdeki dönemde daha çok Türk bankasının İTMK ihracı yaptığını göreceğiz. İTMK Türk bankalarının risk almayı sevmeyen Avrupalı yatırımcı gruplarından fon sağlamasına olanak verecek” ifadelerine yer verildi.
ABank: Direkt sermaye - sermaye benzeri krediler artacak
ABank Uluslararası Finansal Kurumlar Genel Müdür Yardımcısı Şakir Sömek, sendikasyon, tahvil ihraçları, uluslar üstü kuruluşlardan sağladıkları fonların yılın ilk yarısında 1.5 milyar dolara ulaştığını bu rakamın geçen yıl ise 1.2 milyar dolar olduğunu söyledi. Sömek, yılın ilk yarısında bu borçlanmanın 300 milyon dolarlık kısmının ise Basel 3 uyumlu sermaye benzeri tahvil ihraçları olduğuna da işaret ederek, geçen yıl dolar ve euro olmak üzere iki dilim halinde borçlandıkları sendikasyonu önümüzdeki günlerde yenileyecekleri bilgisini verdi. Sömek, “Yılın ikinci yarısında, gerek dış ticaret kaynaklı gerekse genel amaçlı bire bir fonlama kaynaklarından oluşan borçlanmalara da devam edeceğiz” açıklamasını yaptı. Sömek, “Önümüzdeki 3 yıllık dönemde, yurtdışı sermaye piyasalarından sağlanacak kaynaklar arasında, 10 yıllık özellikle 'direkt sermaye veya sermaye benzeri kredi niteliğindeki ürünlerde' -sektörün Basel 3 uyumu çerçevesinde ve mevzuatın da tamamlanmasını takibenartış yaşanması yüksek olasılığa sahip. Aynı zamanda, yine bu piyasalardan 5 veya 7 yıllık uzun vadeli bono ihraçlarının da; ekonomideki büyüme ivmesine paralel olarak, artarak devam edeceği beklenebilir. Bire bir fonlama araçları da, son yıllarda başka bir cazip fon kaynağı olarak ön plana çıktı. Söz konusu başlık altında, gerek 'genel amaçlı krediler', gerekse 'dış ticaret kaynaklı krediler' kanalı ile borçlanılabiliyor. Özellikle “dış ticaret kaynaklı bire bir krediler”, kreditör bankalar nezdindeki daha düşük risk ağırlığı nedeniyle, göreceli olarak daha cazip fiyatlarla Türk bankalarına avantaj sağlıyor” diye konuştu.
Albaraka Türk: Sendikasyonda yenileme yapacak
Albaraka Türk Genel Müdür Yardımcısı Ayhan Keser, bu yıl borçlanma rakamlarında en azından mevcut seviyelerin korunacağına işaret ederek “Euro tarafında hâlihazırda ECB’nin genişlemeci politikaları devam etmekte, FED tarafında ise Brexit sonrası, bu yıl için bir fon artırımı beklemiyoruz. Sonuç olarak, sektör açısından olumsuz bir tablo görmüyoruz” dedi. Keser, bölgesel siyasi risklere ve global ekonomik çalkantılara rağmen Türk bankalarının daha önceki yıllarda yurtdışından temin ettikleri kredileri yenilemede sıkıntı yaşamadığını ve gerek katılım bankalarının gerekse de ticari bankaların sendikasyon kredi maliyetlerinin geçen yıl ile aynı düzeyde olduğunu anlattı. Keser, biri nisan diğer haziran ayında 100’er milyon TL’lik kira sertifi kası ihracı gerçekleştirdiklerini de belirterek yılın ikinci yarısına ilişkin planlarını şöyle anlattı: “2015 yılında 1 yıl ve 2 yıl vadeli olarak temin edilen 450 milyon dolar karşılığı dolar ve euro cinsinden temin edilen kredinin bu yıl 1 yıl vadeli kısım yenilenecektir. Albaraka Türk’ün ana faaliyet gösterdiği ülkeler Kuzey Afrika, Ortadoğu ve Körfez bölgesi olduğundan, Bankamızın yurtdışı ihraç ve fon temini işlemlerine ağırlıklı olarak bu bölgelerden talep gelmektedir.”
Akbank: Türk bankaları rahatça borçlanmaya devam eder
Akbank Genel Müdür Yardımcısı Kerim Rota, yılın ilk 6 aylık döneminde, toplam karşılığı 1.2 milyar dolar tutarında sendikasyon kredisi temin ettiklerini ayrıca aynı dönemde döviz alacaklarına dayalı 1.4 milyar dolar eşdeğerindeki yeni bir seküritizasyon ihracı gerçekleştirdiklerini bildirdi. Akbank, aynı dönemde yaklaşık 2.1 milyar TL tutarında da TL cinsi bono ihracı yaptı. Kerim Rota, “Geçen sene ağustosta gerçekleştirdiğimiz toplam 260,8 milyon Amerikan Doları ve 873,1 milyon euro tutarındaki sendikasyon kredimizi bu ağustosta yenileyeceğiz. Halihazırda güçlü yabancı para likiditemiz sebebiyle Eurobond ve İTMK (Covered Bond) ihracı planlamıyoruz. Ancak piyasa koşullarına bağlı olarak iyi bir fırsat penceresi bulursak söz konusu ihraçları gündemimize alabiliriz” dedi. Rota önümüzdeki döneme ilişkin beklentilerini ise şöyle anlattı: “Avrupa Merkez Bankası genişleme politikalarına devam ediyor. Likiditenin sürdüğü hatta daha da artabileceği bir ortamda, Türk bankalarının ihtiyaç olması durumunda uluslararası borçlanma piyasalarında uygun koşullarda rahatça borçlanabileceklerini öngörüyoruz. Seküritizasyon ihraçlarımıza yeni yatırımcıları çekmeye başladık. Sendikasyonlarda ise yatırımcı tabanımızı çeşitlendirmeyi sürdürüyoruz.”
ING Bank: Borçlanmaları teminatlı ürünlerle çeşitlendirecek
ING Bank Kurumsal Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Alper Hakan Yüksel, yılın ilk 6 aylık döneminde, yaklaşık 500 milyon dolar muadili bir sendikasyon aldıklarını, ayrıca Avrupa Yatırım Bankası ile 200 milyon euro ve 100 milyon euro dilimlerle kullanılması öngörülen 8 yıl vadeli bir kredi işlemi üzerinde anlaşma sağladıklarını hatırlatarak “Yılın ikinci yarısında Bankamız için çeşitli borçlanma alternatifl erini değerlendirecek olmakla birlikte, ağırlığın ticaret fi nansmanı enstrümanları ve TL bono ihraçlarında olacağını öngörüyoruz” dedi. Lokal ve global politik ve jeopolitik gelişmelerin piyasalara etki ettiği bir dönemin yaşandığına işaret eden Yüksel, “Bu faktörlerin maliyetlere olan etkisini minimize etmek ve uzun vadede daha avantajlı borçlanmak adına, Türk bankacılık sektörünün uluslararası borçlanma piyasalarında çeşitlendirmeye gittiğini, seküritizasyon teknikleriyle yatırımcılara teminatlı enstrümanlar sunduğunu gözlemlemeye devam etmeyi bekliyoruz. ING Bank olarak önümüzdeki dönemlerde kredi ve borç sermaye piyasalarındaki her türlü alternatifi takip etmeye devam edeceğiz” değerlendirmesini yaptı.
Şekerbank: Türkiye yatırımların adresi olacak
Şekerbank Finansal Kurumlar Genel Müdür Yardımcısı Zeki Önder, önümüzdeki dönemde de Türkiye’nin yatırımların adresi olmasını beklediklerini söyledi. “Yılın ikinci altı aylık döneminde geçtiğimiz yıl haziran ayında dış ticaretin fi nansmanı için temin ettiğimiz ve iki ayrı dilimden oluşan 134.6 milyon dolar tutarındaki sendikasyon kredimizi yenilemeyi hedefl iyoruz” diyen Önder, “Bununla birlikte, dünyanın ilk KOBİ kredileri teminatlı, Varlık Teminatlı Menkul Kıymet (VTMK) ihracını gerçekleştiren banka olarak, uluslararası fi nans kuruluşları ile Türkiye’nin KOBİ’leri arasında köprü kurmaya devam edeceğiz ve bu kapsamda yeni ihraçlar gerçekleştireceğiz” bilgisini verdi. Ayrıca eurobond piyasasını da yakından takip ettiklerini açıklayan Önder, “Uygun piyasa şartlarında eurobond ihracı da gerçekleştirmeyi planlıyoruz” ifadelerini kullandı.
Türkiye İş Bankası: Dış kaynağın bilançodaki payı ikiye katlandı
Türkiye İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Yılmaz Ertürk, “Sendikasyon, dış ticaret işlemleri bağlantılı fi nansman, seküritizasyon kredileri, bankalar ve uluslararası fi nansal kuruluşlar ile imzalanan ikili anlaşmalar yoluyla sağlanan krediler ve eurotahvil ihraçları yoluyla sağlanan yabancı para kaynakların bilanço içindeki payı 2010 yılında yüzde 5.7 iken, 2016 yılı ilk çeyrek itibarıyla yüzde 13.5 seviyesine ulaştı” dedi. Ertürk, aynı dönemde sektörün sendikasyon ve seküritizasyon kredilerinin bakiyesinin 30.8 milyar dolar, yurtdışı eurotahvil ihraçlarının bakiyesinin ise 23.1 milyar dolar olduğuna işaret etti. İş Bankası olarak ilk yarı borçlanmalarına ilişkin de Ertürk, sendikasyon kredilerini yüzde 100’ün üzerinde bir oranda yenilediklerini ve yaklaşık 1.4 milyar dolar tutarında kredi sağladıklarını söyledi. İş Bankası’nın, 2010 yılında ihraç ettiği 500 milyon dolar tutarındaki piyasa işlemi niteliğindeki ilk euro tahvili de 1 Şubat’ta itfa oldu. İtfayı takiben, 6 Nisan’da 750 milyon dolarlık bir euro tahvil ihracı gerçekleştiren İş Bankası ayrıca, yılın ilk yarısında GMTN programı altından tek bir yatırımcıya yönelik yapılan ihraçlar yoluyla yaklaşık 500 milyon dolar tutarında kaynak yarattı. Ertürk, “Yılın ikinci yarısında, eylül ayında vadesi dolacak olan sendikasyon kredimizi yenilemeyi ve piyasa koşullarının uygun olması halinde, ihtiyaçlarımız doğrultusunda seküritizasyon ve eurobond ihraçları yapmayı planlıyoruz. Ayrıca, bankamızca İpotek Teminatlı Menkul Kıymet (İTMK) programı kurulması yönünde çalışmalar sürdürülüyor” bilgisini verdi. Bankanın geçen yıl eylülde açıklanan sendikasyon kredisi 1.2 milyar dolardı. Yılmaz Ertürk, yurtdışında mukim yatırımcıların elinde likidite olduğunu ve görece iyi getiriler aradıklarına da işaret ederek “Körfez bölgesindekiler gibi bazı bankalar, kendi fonlama maliyetlerindeki artış ve likidite pozisyonlarındaki daralma sebebiyle Türk bankalarının sendikasyon kredilerine katılımlarını gözden geçiriyor. Öte yandan, geliştirilen işbirliklerinin de etkisiyle daha önce sendikasyon kredilerinde yer almayan bazı yabancı bankaların, son dönemde Türk bankalarının sendikasyon kredilerine ilgi göstermeye başladıklarını görüyoruz. Türk bankaları, İpotek Teminatlı Menkul Kıymet (İTMK) programlarına da ilgi gösteriyorlar. Bazı bankalarımız söz konusu borçlanma programlarını kurdular, bazıları ise halen çalışmalarına devam ediyor. Bir bankamız ise ilk ihraç işlemini gerçekleştirdi. İTMK ihraçlarının yatırımcıları, Türk bankalarının şimdiye dek eurotahvil ihraçlarıyla ulaşamadığı Avrupalı bir yatırımcı kitlesi olup, bu anlamda yatırımcı profi linin çeşitlendirilmesi açısından önem arz ediyor” yorumunu da yaptı.
Garanti Bankası: Farklı banka ve kuruluşların ilgisi artıyor
Garanti Bankası Genel Müdür Vekili Onur Genç, bankaların yeni ve farklı sermaye piyasası işlemleri gerçekleştirebildiğini gözlemlediklerini anlatarak “Bu süreçte sendikasyon kredilerinin önemini koruyacağını, bankaların DPR adı verilen seküritizasyon işlemlerini de değerlendirebileceğini tahmin ediyoruz” dedi. Onur Genç, sene başında Türk bankaları tarafından gerçekleştirilen ihraçlara, özellikle getiri arayışındaki Avrupalı yatırımcıların ilgi gösterdiğine işaret “Bazı Avrupa bankalarının yeni düzenlemeler ışığında karlılık ve sermaye tarafında yaşadıkları sıkıntıların, orta doğu bankalarının da artan fonlama maliyetlerinin etkisini sendikasyon kredilerine olan katılımlarında gördük. Ancak, Asya tarafından Kore ve Çin gibi ülkelerden farklı banka ve kuruluşların artan Türkiye ilgisinin ve sermaye piyasaları tarafındaki yenilikçi ürünlerin bu etkileri bertaraf ettiğini söyleyebiliriz” diye konuştu. Genç, Garanti Bankası olarak planlarını anlatırken de “Kasım ayında vadesi gelen 1.3 milyar dolar karşılığı sendikasyon kredimizi yenilemeyi hedefl iyoruz. Bunun yanında yaklaşık 3 senedir üzerinde çalıştığımız ve 2015’te kurduğumuz ITMK programımız altından yapılacak bir işlemin en yakından ilgilendiğimiz borçlanma aracı olduğunu söyleyebiliriz. Önümüzdeki günlerde yurtiçi ve yurtdışı piyasalardaki gelişmelere bağlı olarak, daha önceki yıllarda yaptığımız gibi piyasayı yakından takip edip, bankamızın ihtiyacına yönelik piyasadaki fırsatları değerlendireceğiz” bilgisini paylaştı. Garanti her yıl mayıs ayında gerçekleştirdiği yaklaşık 1,25 milyar Euro tutarındaki sendikasyonunu bu yıl da yüzde 100 yenilerken haziranda iki ayrı işlemde 3 yıl vadeli toplam 350 milyon dolar tutarında kredi işlemi gerçekleştirdi. Bu işlemlerden 300 milyon dolar tutarında olanı Çin Eximbank ile Türkiye’de bir banka ile gerçekleştirilen en yüksek tutarlı işlem oldu. Son olarak Mart ayında MTN programının yıllık güncellenmesinin ardından toplamda yaklaşık 60 milyon dolar karşılığında dolar, Euro ve ve özellikle Japon Yen’i ihraçları oldu. Genç, Fed’in faiz kararlarında daha kontrollü davranması ve ECB, BOJ gibi merkez bankalarının global likidite koşullarını destekleyici tutumlarını sürdürmeleri durumunda, Türkiye’nin global sermaye akımlarından olumlu faydalanabileceğini de öngörüyor.
TSKB: Mevcut likit ortam farklı enstrümanlar getiriyor
TSKB Genel Müdür Yardımcısı Çiğdem İçel, “Mevcut likit ortam farklı fonlama araçlarının kendi yatırımcı kitlesini beraberinde getirdiğini söyleyebiliriz. Yeşil/Sürdürülebilir Tahvil ihracımızda da bunu yakından gözlemledik” dedi ve ekledi: “Uluslararası borçlanma piyasalarında, merkez bankaları tarafından uygulanan gevşek para politikalarının bir sonucu olarak likiditenin yön aradığını gözlemliyoruz. Öte yandan, söz konusu trendi değiştirmemekle birlikte, politik ve ekonomik dinamiklerin piyasalarda güçlü dalgalanmalar yarattığını da görüyoruz. Bu nedenle, özellikle borçlanma piyasalarında oluşacak fırsatları değerlendirebilecek şekilde ihraçlara hazır olmanın önemli olduğunu düşünüyoruz. Farklı borçlanma araçları ile yine farklı fon sağlayıcı kitlelere ulaşmanın güçlü bir hedef olduğu görüşündeyiz.” Türkiye’nin ve CEEMEA (Orta ve Doğu Avrupa ile Ortadoğu ve Afrika) Bölgesi’nin ilk Yeşil Tahvil ihracını gerçekleştiren TSKB’nin 300 milyon dolar tutarındaki 5 yıl vadeli bu ihracına gelen talep 13 kata ulaşarak, yaklaşık 4 milyar dolar oldu. Yeşil Tahvil ihracını takiben 274 milyon dolar tutarında sendikasyon alan banka, Avrupa Yatırım Bankası’ndan (AYB) 100 milyon Euro, Avrupa Yatırım Fonu’ndan (EIF) azami 20 milyon Euro, KfW’den ise 150 milyon Euro fi nansman sağladı. Çiğdem İçel, “Yılın ikinci kısmında kalkınma fi nansmanı kurumlarıyla imzalamayı planladığımız anlaşmalarımız var. Diğer taraftan, gösterge niteliğinde bir tahvil ihracı öngörmüyoruz. Piyasaları yakından izlemeye devam edeceğiz” bilgisini de verdi.
VakıfBank: Aktif-pasifte vade uyumsuzluğu kalktı
Türkiye’nin yaklaşık 3 yıl önce, 2 kredi derecelendirme kuruluşu tarafından notunun ‘yatırım yapılabilir’ seviyeye çekilmesi ile uluslararası sermaye piyasalarının Türk bankaları için çok daha cazip hale geldiğini anlatan VakıfBank Genel Müdür Yardımcısı Hasan Ecesoy, “Bunun en büyük getirisi, Türk bankacılık sektörünün yapısal sorunu olan aktif-pasif vade uyumsuzluğuna karşı ciddi bir çözüm sunmasıdır. VakıfBank olarak, son yıllarda uluslararası piyasalardaki artan aktivitelerimiz sayesinde, vade uyumsuzluğunun ciddi oranda azaldığını, hatta sadece YP bilanço olarak baktığımızda YP aktifl er ile YP pasifler arasında vade uyumsuzluğu sorununun tamamen ortadan kalktığını görüyoruz” diye konuştu. VakıfBank’ın biri nisan ayında, diğeri eylül ayında olmak üzere her yıl toplam tutarı 1.8 milyar doların üzerinde olan sendikasyon kredisi işlemi bulunuyor. Geçtiğimiz nisan ayında 920 milyon dolar tutarındaki yılın ilk sendikasyon kredisini yenileyen banka için ilk yarıdaki en önemli işlem ise nisan ayında gerçekleştirdiği 5 yıl vadeli ve 500 milyon euro tutarındaki Türkiye’nin euro cinsi ilk İpotek Teminatlı Menkul Kıymet (Covered Bond) ihraç işlemi oldu. Bu ihraç, en düşük kupon ödemeli ve en yüksek ratinge sahip tahvil unvanını da aldı. Ecesoy, “Eylül ayında vadesi gelen yaklaşık 930 milyon dolar tutarında ikinci bir sendikasyon kredimiz var; bunu yenileyeceğiz. Bunun dışında nakit akışı ile hazine fi nansmanı işlemlerine dayalı seküritizasyon kredisi almayı planlıyoruz ve yine piyasa koşullarına bağlı olarak gelişebilecek şekilde ABD Doları cinsinden bir eurobond ihraç etmeyi de değerlendirebiliriz. GMTN (Orta Vadeli Tahvil İhraç Programı) kapsamında gerçekleştirdiğimiz tahsisli satış işlemleri de diğer bir fonlama kaynağımız olmaya devam edecektir” açıklamasında da bulundu.
Ziraat Katılım: Faizsiz ihraçlarda arz eksikliği var
Ziraat Katılım Hazine Yönetimi ve Uluslararası Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Raci Kaya, son dönemlerde özellikle global düzeyde sermaye piyasaları tarafında yeni ihraçlarda azalma olduğuna işaret ederek “İtfa gerçekleştikçe yatırımcıların fonlarını yönlendirebileceği yeni ihraçlar önem kazanıyor. Türkiye’den ve bölgeden özellikle yurtdışı sukuk anlamında 2016 yılında önemli yurtdışı ihraçlar yapılamadı. Bu anlamda dünyada özellikle faizsiz enstrüman ihraçlarında önemli derecede arz eksikliği olduğu görülüyor. Bu da yeni uluslararası sukuk ihraçları açısından bir fırsat oluşturuyor” diye konuştu. 2016 yılının ilk yarısı için hedefl ediği 75 milyon dolar tutarındaki ilk murabaha sendikasyonuna gelen fazla talebi de karşılayarak 155 milyon dolar borçlanan Ziraat Katılım aynı dönemde 100 milyon TL tutarında ilk tertip kira sertifi kası da ihraç etti. Ziraat Katılım, 2016 yılının ikinci yarısında 150 milyon dolar civarında ikinci bir murabaha sendikasyonuna ek olarak 100 milyon dolar tutarında ikili anlaşmalarla kaynak temini planlıyor. Bunun yanında yurtiçi piyasada 100 -150 milyon TL’lik tertipler halinde kira sertifi kası ihraçlarına da devam edecek olan bankanın planında 2017 yılında da uluslararası piyasalarda dolar cinsinden sukuk ihracı bulunuyor.
Dünya/Ece Ceyhun