Bir dönemin en güçlü bankaları arasında yer alan Türkiye Emlak Bankası‘nın 2001 krizinden bu yana tasfiye süreci devam ediyor.
Bankanın yönetim kurulu başkanlığı koltuğunda 2003 yılından bu yana son derece deneyimli bir isim, Zeki Sayın oturuyor. Türkiye’de katılım bankacılığı alanındaki çalışmaları ile tanınan, pek çok kamu bankasının yönetiminde bulunan Zeki Sayın, Emlak Bankası’nda ilk kez tasfiye halindeki bir banka için yeni bir ana sözleşme hazırladı. Tasfiyenin daha hızlı reaksiyon almasını sağlayan yeni sözleşme ile genel müdürlük makamı kaldırıldı. Üç kişilik tasfiye kurulu oluşturuldu. Bu sayede tahsilatlar konusunda pratik adımlar atılabildi.
Birkaç rakam vermek gerekirse, 2003 yılında 16 binin üzerindeki borçludan 1,5 milyar dolarlık bir alacak tahsil edilmesi gerekiyordu. Gelinen noktada alacak miktarı 1 milyar TL’ye, borçlu sayısı da 5 bin civarına indirildi. Mevcut alacağın önemli bir kısmını, başka bankalara devredilip tahsil edilemediği için tekrar devralınan borçlar oluşturuyor.
2003’te 272 kişinin çalıştığı bankanın halihazırda 60 çalışanı var. Zeki Sayın, cari harcamaların hiçbirinin alacak anapara ve faizlerden alınmadığını ifade ediyor. Sayın, “Gayrimenkuller konusunda yeni değerlemeler yaptık. Artan rayiç fiyatlar aralığı bize cari harcamalarımızda önemli soluk aldırdı. Devlete anapara ve faiz konusunda kuruşu kuruşuna kaynak aktarımımızı yaptık” diyor.
Emlak Bankası, canlı bir banka olmamasına karşın kârlılığı ile kurumlar vergisinde de ilk 100 arasında yer alıyor. 2014’te sıralamada 91’inci sırada bulunan banka yönetimi, geçen yılki 33 milyon TL’lik karlılığı ile daha yukarı basamaklara tırmanmayı umuyor.
Zeki Sayın’ın bir kişisel değerlendirmesini de aktaralım. Sayın, “Güvene dayalı bankacılıkta marka oluşturmak kolay değil. Emlak Bankası’nın iyi bir marka değeri var. İleride sektöre aktif olarak döndürülmeli” diyor. Bu konuda da kendisinin çok emek verdiği katılım bankacılığı alanında boy göstermesini öneriyor.
Kaynak-Ekonomist