Yazdır

Basel IV ve Piyasa Riski

Tarih: 01 Temmuz 2016 - 14:40

Finansal araçların artan karmaşıklığı ve finansal verilerin tahmin edilmesinin zorlaşması, riskin ölçümünü de zorlaştırıyor

EY TÜRKİYE DENETİM HİZMETLERİ DİREKTÖRÜ GÜRCAN AVCI

Bankaların sahip olduğu finansal araçların değerinin kur, faiz, hisse senedi fiyatı vb. piyasa parametrelerine olan duyarlılığı piyasa riski olarak adlandırılıyor. Günümüzde bankalar söz konusu piyasa verilerinin değişmesi nedeniyle oluşabilecek zararı yönetme konusunda geçmişe nazaran etkili araçlara ve tecrübeye sahip olsa da, finansal araçların artan karmaşıklığı ve finansal verilerin tahmin edilmesinin zorlaşması, riskin ölçümünü de zorlaştırıyor. Bankaların özellikle hazine birimlerinin gerçekleştirdiği alım satım amaçlı işlemler için bulundurdukları portföy ve pozisyonlar piyasa riskini doğurmakta ve bu risk için sermaye bulundurulması gerekiyor. Geçmiş Basel düzenlemelerinde piyasa riski için ayrılacak sermaye yükümlülüğü diğer riskler gibi standart ve gelişmiş (modele dayalı) yöntemlerle hesaplanırdı. Ancak bu  yöntemler pek çok temel sorunu beraberinde barındırması nedeniyle Basel IV olarak adlandırılan düzenlemelerden etkilenmiş oldu.

Bu sorunların başında piyasa riskinin hangi portföyler için hesaplanması gerektiği geliyor. Temelde bankalar, finansal araçlarını ya kısa vadeli fiyat hareketlerinden yararlanmak için edinirler ve alım satım amaçlı olarak sınıflandırırlar ya da bunun dışındaki tüm bankacılık fonksiyonları için edinirler ve bankacılık hesabı olarak sınıflandırırlar. Piyasa riski hesaplamasına ise yalnızca alım satım amaçlı finansal araçlar dâhil olur. Mevcut Basel düzenlemelerinin söz konusu portföy ayrımını yapmada yeterince net ve kesin çizgilerinin olmaması, finansal araçların gerçek kullanım amacına uygun sınıflandırılmasında, sermaye yeterliliği hesaplamalarının gerçeği yansıtmasına da engel olmuştur. Bu eleştiriler de, yeni düzenlemelerinin temel içeriğini oluşturur.

Basel IV için de  dokunulmamış piyasa riski hesaplaması konusunda esaslı değişiklikler gerekiyor. Bunu yaparken az önce bahsettiğim portföy ayrımını net kurallarla belirlediği gibi alım satım ve bankacılık hesabı arasındaki geçişleri -örneğin alım satım amaçlı bulundurulan bir tahvilin portföy değişikliğini- BDDK gibi bir otoritenin iznine bağlamaktadır. Portföylerin yanı sıra trader masalarının da net bir şekilde tanımlaması, bunlara yönelik yeni kurallar getirmesi dikkat çekiyor. Piyasa riskinin ölçümünde Basel IV, yeterince risk hassasiyeti yok eleştirilerinden nasibini almış olsa gerek ki, daha fazla risk sınıfının belirlendiği, korelasyon parametrelerinin yer aldığı, temerrüt riskinin dikkate alındığı görülüyor.

Standart yöntemin yanı sıra piyasa riskinin içsel yöntemlerle belirlenmesine yönelik düzenlemenin de ciddi bir şekilde değiştiğini görüyoruz. . Genel olarak içsel yöntemler varlığın değerinin belirli bir süre içinde ne kadar zarar doğurabileceğini hesaplarken geçmişteki kur/faiz vs. gelişimlerini dikkate almakta ve riske maruz değer hesaplamaktadır. Basel IV bunu yaparken geçmişteki veriye ait trendin kuyruktaki değerlerini de dikkate alınmasını sağlayan expected shortfall (beklenen kayıp) yaklaşımının kullanılmasını şart koşuyor. Basel IV içsel yöntemlerde birkaç esaslı iyileştirme yapmakla birlikte kredi riskinde olduğu gibi modeller sonuçlarına ihtiyaten sermaye tabanı getirmeyi ve ancak belirli bir yüzdeyle dikkate almayı planlıyor. 

Türk bankacılık sektörü için kredi riski kadar önemli bir yekün tutmamasına rağmen, piyasa riskine ilişkin sermaye yükümlülüğünün Basel IV ile artması ve bankaları olumsuz etkilemesi bekleniyor. Bununla birlikte hesaplamalarda karmaşıklaşan süreç kaliteli bir veri yönetim sürecini ve etkin bir model yönetimi ihtiyacını beraberinde getiriyor.

Kredi Riski ve Basel IV

 

Risk Yönetiminde Yeni Düzenlemeler: Basel IV

 

Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/basel-iv-ve-piyasa-riski/1048762