Saxo Bank’ın Emtia Strateji Müdürü Ole Hansen, 23 Haziran’daki Brexit öncesinde belirsizlik nedeniyle değerli metallerin önemli bir yükseliş kaydettiğini, piyasanın oylama sonrası gelebilecek olası bir fırtınanın ortasında sığınak aradığını söyledi.
Brexit oylaması öncesi yapılan kamuoyu araştırmaları, ayrılık yanlılarının ivme kazandığını gösteriyor. Birleşik Krallık’ın AB’den ayrılması olasılığının güçlenmesi ise piyasalarda belirsizliğe neden oluyor.
Saxo Bank’ın Emtia Strateji Müdürü Ole Hansen, oylama öncesi bu belirsizlikte, değerli metallerin önemli bir yükseliş kaydettiğine dikkat çekerek mevcut tabloyu analiz etti. Özellikle altının 2016
Mayıs ayı başından beri en üst seviyelere çıktığını belirten Hansen, var olan durumu şöyle özetledi:
“Değerli metaller 23 Haziran’daki İngiltere Referandumu öncesinde piyasadaki belirsizlikten çok fayda gördü. Mayıs boyunca hem altın hem de gümüş, 2016’ya çok güçlü bir girişten sonra kâr realizasyonunda yenik düşmüştü. Bu zayıflamayı, yenilenen dolar gücü ile FED ve FOMC’in gelecekteki faiz artırımının hızı ve frekansıyla ilgili daha şahin bir tonu geri getirmeye çalışmaları tetiklemişti.
“3 Haziran’da ABD’nin tahmin edilenden daha zayıf bir istihdam raporu açıklaması, faiz oranı beklentisini bir kez daha yavaşlatınca, piyasaya daha şahin bir zihniyet getirmek için yapılan bu girişimler de bastırıldı. Bunu, Çarşamba günü yapılan son FOMC toplantısının ardından bariz bir güvercin açıklama takip etti. FOMC, altı üyesinin, 2016’da sadece bir faiz artırımı öngörmesiyle faiz rotası projeksiyonunu küçülttü. FED’den gelen görünümün değişmesine ek olarak, İngiltere referandumu da gelip çattı ve ayrılma yanlısı kampın ivme kazanmasıyla piyasa, bir yandan riski azaltmaya, diğer taraftan da altındaki pozitif piyasa gelişmelerinin yarattığı yaklaşan
fırtınanın ortasında sığınak aramaya başladı.”
Bu gelişmeler sonucunda XAUGBP’nin (altın/sterlin paritesi) neredeyse üç yılın en yüksek seviyesine ulaştığını belirten deneyimli analist Hansen, bundan sonrası için tahminlerde de bulundu. Ole
Hansen, bu konuda da şunları söyledi: “Hisse senetleri sıkıntıdayken, devlet tahvillerinin getirileri, bu hafta başında 10 yıllık Alman bonolarının getirisiyle anlaşmaya devam etti. Olası bir ayrılmanın
yaratacağı etkinin Avrupa’nın geri kalanına da bulaşma riski, akıllarda soru işaretleri yaratıyor. Eğer oylamadan ayrılık kararı çıkarsa, diğer ülkeler de artık, eğer bir şansları olursa, AB’ye karşı
kuşkuyla yaklaşacaktır.
“Zayıflayan ABD faiz artırımı beklentileri, düşen hisseler ve yükselen volatilitenin çöken tahvil getirileri, belirsizliğin de yükselmesiyle birleşince, 2016 Mayıs başından itibaren altın büyük bir yükseliş gösterdi. Sterlinin şu andaki zayıflığı nedeniyle altın/sterlin paritesi neredeyse üç yılda en yüksek seviyeyi gördü.
Borsada işlem gören ürünlere talep, altın tarafından desteklenerek güçlü kaldı. Mayıs’taki düzeltme sırasında bile talep tırmanmaya devam etti. Hedge fonların altın üzerindeki boğa iddialarını üçte bir
oranında azalttığı mayıs ayında görülen satışların arkasındaki, esas failler futures kullanan taktik işlemcilerdi. Bu ay görülen keskin tersine dönüşle, bu işlemleri yapanlar yeniden uzun pozisyonlar
oluşturmakla meşguller ve 7 Haziran’da sona eren hafta boyunca talebi %20 artırdılar.”
Esas sorunun, oylamanın sarı metal üzerinde nasıl bir etki yaratacağı olduğunu vurgulayan Saxo Bank’ın Emtia Strateji Müdürü Ole Hansen, Brexit’den çıkacak olumlu/olumsuz yanıtları göz önüne alarak altının durumunu da şöyle değerlendirdi: “Risk kazanç grafiğinin yukarıya doğru yöneldiğini görüyoruz. Avrupa Birliği’nden çıkma yönünde bir oylama sonucunun, hisselerin çok değer kaybedebileceği ve tahvillerin aranmaya devam edeceği, uzayan bir belirsizlik dönemini getirmesi neredeyse kesin. Bu bir yandan doları destekleyerek negatif korelasyon veren bir karşı rüzgar yaratabilir, öte yandan da altının 2014’teki en yüksek seviye olan 1400 dolara doğru itilme riskini attırabilir. Yani altın, 1.400$/Ons’u görebilir. Oylamadan tersine bir sonuç, yani AB’de kalma sonucu çıkarsa bu, başlangıçta global hisselerde önemli bir rahatlamayı tetikleyecektir, fakat doların büyük
olasılıkla zayıflaması ve global tahvil getirilerinin bastırılmış kalmasıyla aşağı yönlü riskin 1250 $/ons civarında sınırlandığını görüyoruz.”