Gelişmekte olan ülkelerle (GOÜ) karşılaştırıldığında, ülkemizin dış finansman ihtiyacının karşılaştırmalı olarak diğer ülkelerden yüksek olduğu görülüyor. Halen, Türkiye, Mısır ve Güney Afrika, bu konuda riskli ülkeler olarak kabul ediliyor.
Capital Economics ve Akbank kaynaklı aşağıdaki grafik, çeşitli GOÜ’nün brüt dış finansman ihtiyacının, toplam yabancı para mevduatlarına olan oranını gösteriyor. Bu oranın yüksekliği, kaçınılmaz olarak, ülkemizi riskli ülkeler arasına sokuyor.
Ancak, aynı karşılaştırma, kriz içinde sayılan Yunanistan, İspanya gibi ülkelerle yapıldığında, bizim durumumuzun onlardan iyi olduğu da anlaşılıyor.
En büyük risk...
Bloomberg, Merkez Bankası, BRSA raporlarından yola çıkılarak Oliver Wyman tarafından geliştirilen aşağıdaki grafikte, yıllar itibarıyla bankalarımızın vergi sonrası (post tax) hisse getirisi (return on equity) ve sermaye maliyeti (cost of capital) gösteriliyor. Sermaye maliyetinin hisse getirisinin üstünde olduğu durumlarda, bankalar sermayelerinden yiyor demektir. Bu durumda, bankaların borsalardaki hisse fiyatları defter değerlerinin bile altında gerçekleşir.
2010 yılından beri, Türkiye’de banka kârlılıkları sürekli biçimde düşüyor. Bu durum yabancı bankaların ülkemizi terk etmesine ve milli bankalarımızın da kredi verememesine neden oluyor. Yabancı hisse senedi yatırımcıları da ülkemizden çıkıyor. Artık bankalar büyümeyi bir kenara koyup, kârlılıklarını artırma yoluna gitmek zorundalar.