Cumhurbaşkanı Erdoğan şehit aileleri ve gazilarle iftar programında konuştu. Terörle mücadele vurgusunda bulunan Erdoğan "Terörle verdiğimiz mücadele sıradan bir mücadele değildir. Bu mücadele milletimiz ve devletimiz için bir beka mücadelesidir." ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
Bu teröristler milletimizin mensubu olsalar kendi kardeşlerine saldırmazlar. Müslüman olsalar Ramazan günü kan dökmezler. İnsan olsalar sokak ortasında bomba patlatmazlar. Bizim için şehitlik mertebelerin en yücesidir. İşte bugün burada şehit yakınlarımız ve gazilerimizler birlikteyiz. Toprağa verdiğimiz her şehidimiz, devlet ve millet olarak varlığımızın adeta birer mührü gibidir. Biz şehitlerimizin hatıralarını ilelebet yaşatacağız. Ama bu insanlık dışı eylemleri yapan teröristler sadece lanetle anılacaktır.
Türkiye'yi terörle terbiye edeceklerini düşünenler yanılıyorlar. 20 Temmuz'dan bu yana bazı ilçe ve mahallelerimizde açılan çukurlarla, bombalı barikatlarla başlayan saldırılar karşısında verdiğimiz mücadele sıradan bir terörle mücadele operasyonu değildir. Son örneğini bugün İstanbul'da yaşadığımız bombalı saldırılar karşısında gösterdiğimiz metanet, teslimiyetin değil, kararlılığın ifadesidir. Bu mücadele milletimiz ve devletimiz için bir beka mücadelesidir.
O gün İstanbul'u işgal etme özlemiyle gelenler bugün de terör örgütünü maşa olarak kullanıyorlar. Haçlı seferlerinde yarım kalan hayallerini bugün terörle tamamlamak istiyorlar.
Terörle mücadele operasyonlarında 7 bin 600 terörist etkisiz hale getirildi.
GENELKURMAY BAŞKANI'NI DUYGULANDI
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaptığı konuşmanın bir bölümünde Genelkurmay Başkanı Hulisi Akar duygulandı.
İşte o konuşma:
İki gün önce Genelkurmay Başkanım ile biraradaydık. Gazetelerde bir resim çıkmıştı: Binbaşı Necmettin. Binbaşı Necmettin, üşüyen yavruyu kendi avuçlarından, o ruhundan gelen sıcak buhar ile ısıtmaya çalışıyordu. Ondan bir müddet sonra gözlerinden yaralandı, GATA'ya getirdiler. GATA'da kendisiyle komutanımız bir görüşme yaptı. Kendisine 'Hadi kırsala' deyince de emriniz olur komutanım dedi.
Bana bunu anlatınca 'Telefonu var mı komutanım." dedim, 'Hemen bağlayalım" dedi. Ben de kendisini telefonla aradım. Yarın da inşallah ziyaretine gideceğim. Muhabbetimizi yaptık, 'Bak komutanın seni kırsalda bekliyor.' dedim. 'Emri olur' dedi. İşte şehadete iman, şehadete koşmak budur. Çanakkale'de yedi düvele karşı koyan inanç işte budur.