Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, Alman Meclisinin Ermeni iddialarına ilişkin kararına yönelik, "Ülkemizin dış ticaretinde her daim ilk sırada yer alan Almanya gibi derin bağlarımız olan bir ülkenin meclisinden çıkan bu anlamsız kararı üzüntü ve hayretle karşılıyoruz." dedi.
Büyükekşi, TİM'in 23. Olağan Genel Kurulu ve İhracat Şampiyonları ödül töreninde yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Doğu Afrika ziyaretine kendisinin de eşlik ettiğini anımsattı.
Yıl başından bu yana Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 14 ülkeye resmi ziyaret gerçekleştirdiğini aktaran Büyükekşi, "Bizleri de dahil ettiniz. Sorunlarımızı çözdünüz, çözmeye de devam ediyorsunuz. Varlığınızla bize güç ve güven verdiniz. Gönül bağınızı, hep yanımızda hissettik. Size şükranlarımızı sunuyoruz." ifadelerini kullandı.
Büyükekşi, 2001 yılında ciddi bir kriz yaşandığına işaret ederek, sonrasında pek çok açıdan büyük adımlar atıldığını ve bu sayede çehrenin değiştiğini dile getirdi.
Artık daha büyük işler başarmak için yeniden harekete geçilmesi gerektiğini vurgulayan Büyükekşi şunları kaydetti:
"Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi; 'Medeniyet yolunda başarı, yenileşmeye bağlıdır.' Biz de ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine taşıyabilmek için yenileşmeye hazır olmalıyız. Bu amaçla 65. Hükümetimizin yeni ve taze bir güçle Türkiye'yi 2023 hedeflerine taşıyacağına inanıyoruz. Sayın Başbakanımız Binali Yıldırım'a ve hükümetimize başarılar diliyoruz. Sayın Başbakanımız, göreve başlar başlamaz şöyle dedi: 'Ekonomi demek banka demek değil, para demek değil. Ekonomi demek; üretim demek, alın terini akıl terine katmak demek.' Bunları gerçekleştirmek için de üç formül verdi; verimli yatırımların artırılması, kamuda kaynak israfının önlenmesi ve maliyetlerin azaltılması. Bunları takdirle karşılıyoruz. Bu alanda atacağı her adımda hükümetimizin yanındayız. İhracatçılar olarak buna söz veriyoruz."
"Gün artık, yeniden başlama günü"
Büyükekşi, her ay bir Bakanı TİM'de ağırladıklarından ve tüm sektörler olarak beklentilerini anlattıklarından bahsederek, "Çünkü acelemiz, yapılacak çok işimiz var. Şuna inanıyoruz; gün artık tıkanık bürokrasinin direncini kırma günü. Gün artık, milyar dolar değerinde yeni şirketler oluşturma günü. Gün artık, daha güçlü bir Türkiye için daha hızlı büyüme günü, yani yeniden başlama günü." diye konuştu.
İstikrarlı ve hızlı büyüme, Ar-Ge ve inovasyon, daha rekabetçi bir ekonomi ve daha fazla istihdam için atılacak her adımda olacaklarını vurgulayan Büyükekşi, "65 bin ihracatçı olarak Türkiye için çalışıyoruz. Biriz, iriyiz, diriyiz. Türkiye'nin geleceğiyiz." dedi.
Büyükekşi, çevrede ekonomik ve siyasi kriz yaşayan birçok ülke bulunduğunu, dünya genelinde fiyatların gerilediğini ve pazarların daraldığını belirterek, ateş çemberinin tam ortasında olunduğunu söyledi.
Buna rağmen miktar olarak daha fazla mal satabildiklerine dikkati çeken Büyükekşi, şunları kaydetti:
"2023 hedefimiz 500 milyar dolar ihracat ve dünya ticaretinden yüzde 1,5 pay almak. Geçen yıl üç rekor kırdık; birincisi dünya ticaretindeki payımızı binde 8,7'ye çıkarttık. İkinci rekor; Avrupa Birliğinin ithalatındaki payımızı yüzde 1,2'ye çıkarttık. Üçüncü rekorumuzu ise ihracatın milli gelirimizdeki payını yüzde 20'ye çıkararak kırdık, yani ekonomimizin 5'te 1'ini ihracat oluşturdu. Her türlü zorlu şartlara rağmen, bunları hep birlikte başardık. Ellerinize, emeğinize, alın terinize sağlık."
"Katma değeri artırmanın birinci yolu marka"
Büyükekşi, Alman Meclisinin Ermeni iddialarına ilişkin kararına da değinerek, "Üç gün önce Alman Meclisinde talihsiz bir karar alındı. Ülkemizin dış ticaretinde her daim ilk sırada yer alan Almanya gibi derin bağlarımız olan bir ülkenin meclisinden çıkan bu anlamsız kararı üzüntü ve hayretle karşılıyoruz. Alman milletvekillerinin Türkiye'nin tarihi hakkında yeterli bilgisi olmadan böyle bir karar almalarını kabul etmiyor ve kınıyoruz." değerlendirmelerini yaptı.
İhracatçıların değişimin her aşamasında proaktif olmaları gerektiğini belirten Büyükekşi, bu noktada katma değerin artırılmasının önemine işaret etti.
Büyükekşi, sadece fiyat rekabetiyle yetinmeyip, katma değeri yüksek ürünler üretilmesi gerektiğini savunarak, "Rakiplerimizden daha ucuza mal satarak rekabet edemeyiz, çünkü bu anlayış artık geride kaldı. Kendimize net hedefler koymalıyız." dedi.
Katma değeri artırmanın birinci yolunun marka olduğunu aktaran Büyükekşi, şunlara vurgu yaptı:
"Biz sabırsız bir milletiz. Çabuk sonuç almak isteriz. Oysa marka yaratmak bir sabır işi. Alışkanlıklarınızdan kurtulun, sabredin. Markanızı yaratın, geliştirin. Sabırla markanızı büyütün çünkü, sabrın sonu selamettir. Katma değeri artırmanın ikinci yolu ise Ar-Ge. Bu konuda artık yeni bir Ar-Ge kanunumuz var ve Ar-Ge merkezlerinizi artırmanızı bekliyoruz. Üçüncü yol ise tasarım. Yeni çıkan kanunla artık tasarım merkezleri de aynı Ar-Ge merkezleri gibi destekleniyor. Tasarım merkezi açmanızı bekliyoruz. Son olarak da katma değeri artırmada inovasyonun önemini vurgulamak istiyorum. İnovasyonda artık mutfağa inme vakti geldi. Gelecek ay firmalarımızla birebir çalışacağımız inovasyon geliştirme programını başlatıyoruz. Müracaatlarınızı bekliyoruz. Artık araziye uyan değil, meydan okuyan, yeni nesil bir ihracatçı ordusu oluşturmak mecburiyetindeyiz."
"Her yıl en az yüzde 5 büyümemiz gerek"
Büyükekşi, başarı için gerekli olan irade ve becerinin kendilerinde olduğunu belirterek, ihtiyaç duydukları tek şeyin odaklanma olduğunu söyledi.
Bu noktada temel beklentilerini 10 başlıkta sıralayan Büyükekşi şunların altını çizdi:
"Bunlardan birincisi büyüme. Türkiye, 2023 hedefleri yolunda ilerliyor. Bunun için her yıl en az yüzde 5 büyümesi gerek. Dolayısıyla büyümeye sürekli pozitif katkı veren net ihracat, marka değeri yüksek bir Türkiye ve tuttuğunu koparan inovatif girişimci modelini temel alan yeni bir büyüme modeline ihtiyacımız var. İkincisi kayıt dışı ekonomiyle mücadele. Hükümetimizce kayıt dışı ekonomi ile mücadeleye hız verilmesinin firmalarımız arasındaki haksız rekabeti önleyeceğine inanıyoruz. Üçüncüsü ihracat destekleri. Mevcut ihracat destekleriyle bu noktaya geldik. Artık bu anlayışı değiştirmemiz, ölçek büyüklüklerine göre desteklememiz gerekiyor. Dördüncü olarak Avrupa Birliği ile ilişkilerimizin güçlendirilmesini ve yeni fasılların açılmasını arzu ediyoruz. Ülkemiz menfaatleri doğrultusunda, Gümrük Birliği Anlaşmasının da güncellenmesi önem arz ediyor."
Büyükekşi, uygun maliyetli finansmanı beşinci temel beklentileri arasında sıralayarak, yüksek kredi faizlerinin, yatırımı, üretimi, istihdamı ve büyümeyi olumsuz etkilediğini, bu nedenle de faiz indirimini desteklediklerini ve devamını beklediklerini dile getirdi.
Kurların; sanayiye, ihracata, istihdama ve büyümeye zarar verecek şekilde düşük seviyelere inmemesini istediklerini aktaran Büyükekşi, Eximbank'a da bugüne kadar verdiği desteklerden ötürü teşekkürlerini iletti.
Büyükekşi, temel beklentilerinin yer aldığı başlıklara altıncı olarak ihracat yapan firmaların yetkililerine yeşil pasaport verilmesini dahil ederek, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Yedinci beklentimiz; Sanayi 4.0 ile ilgili. Türkiye olarak sürecinin dışında kalmadan, sanayide dönüşümü bu anlayışla koordine etmeliyiz. Sekizincisi ise yatırım ortamı. Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşması için bir yatırım patlamasına ihtiyacı var. Yatırım ortamında iyileşmeye yönelik mevzuat düzenlemelerinin en kısa sürede yapılmasını temenni ediyoruz. Dokuzuncusu ise yeni anayasa. Yerel ve uluslararası konjonktür hızla değişiyor. Mevcut anayasamız ve yönetim sistemimiz ise şu anki yapımıza dar geliyor. Bu sebeple; insan haklarını gözeten, hukukun üstünlüğünü teminat altına alan, çatışma değil, uyum ve denge mantığını getirecek olan,Türkiye'yi hedeflerine ve geleceğe taşıyacak yeni anayasamızın bir an önce hayata geçmesi gerektiğine inanıyoruz. Son olarak da terörle mücadele... Bu mücadelenin, en etkin şekilde devamından yanayız."