22 Mayıs'ta yapılacak AK Parti Kongresi'nden kim Başbakan çıkacak? Yeni hükümette ekonomi yönetimi kimlerde olacak? Merkez Bankası, siyasetteki bu gelişmelere paralel olarak Fed'in haziran ayında faiz artırma ihtimalinin belirmesine rağmen faiz indirimini sürdürecek mi? Erdal Sağlam, Hürriyet'teki köşesinde bu soruların yanıtlarını verdi.
İşte Sağlam'ın o yazısı:
HEM küresel piyasalarda hem iç piyasalarda, bahar havası yerini tedirginliğe bıraktı.
Bununla birlikte Merkez Bankası’nın faiz kararı konusunda işi zorlaşmış görünüyor. Ancak buna rağmen piyasalar Merkez Bankası’nın geçen ayki gibi tavan faiz indirimlerine devam etmesini bekliyor.
Bahar havasının beklenenden kısa sürmesinde en büyük etkenler, FED’in haziranda faiz artırma ihtimalinin yeniden belirmesi, içeride ise başbakanın görevini bırakıp iktidar partisinin olağanüstü kongreye gitmesi.
İç siyasi çatışmaların, ilk günlerdeki şok etkisinin yumuşadığı gözleniyor. Artık herkes “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediği olacak, değişen bir şey olmayacak” yargısını kabullenmeye başladı. AKP içinde hareketlenme beklentisi kaybolurken, başbakanın kim, ekonomiden sorumlu bakanların kimler olacağı izleniyor. Ekonomik politikalarda ise fazla bir değişiklik beklenmiyor.
Piyasa oyuncularına kurlardaki artışın yeniden hızlandığını, FED faiz artışı beklentisinin öne çekilmeye başladığını, bunun yanında içeride “Babacan ekolünün Şimşek’in de gitmesiyle devre dışı kalma ihtimali bulunduğunu” hatırlatıp, bunların ekonomiyi, para politikalarını nasıl etkileyeceğini sordum.
Bir bankacı, daha önceki AKP Hükümetlerinin de, faizler dahil, ekonomideki dengeleri zorlayarak yürütmeyi seçtiğini ama sıkıştıklarında gerekli kararları aldıklarını hatırlattı. Eski yönetimlerin piyasalardaki bozulma algısını yumuşattığını kaydeden aynı bankacı, “Yeni isimler ve yönetim anlayışı eskisinden çok farklı olmaz; olsa olsa daha hızlı giderler. O zaman da geri dönüşleri hızlı olur. Trend belli zaten; o trend içinde hareketler yumuşak mı olacak, sert mi olacak, değişen bu olur” şeklinde konuştu. Eski yönetimlerin faizi hızla indirdikten sonra yine hızla artırdıklarını örnek veren aynı bankacı, “Bu yönetim, örneğin zorlanınca bile yeniden faiz artırmaya yanaşmazsa zaten bu iş yürümez. Bu kadarını yapabileceklerine inanmıyorum” dedi.
0.50’LİK İNDİRİM BEKLENTİSİ
Çekirdek enflasyonun yüzde 9.5 civarında seyrettiğini, kurların yeniden arttığını hatırlatıp, “Merkez Bankası faiz indirimlerine ortam değiştiği halde devam eder mi?” diye sorduğumda bankacıların hemen hepsi, faiz indirimlerine bu ay da devam edilmesini beklediklerini söylediler.
Bir bankacı normal koşullarda, “özellikle çekirdek enflasyon ve kurlar bu kadar yüksekken zaten faiz indirimi için bir neden bulunmadığını” hatırlatarak, buna rağmen hükümetin politikası doğrultusunda, Merkez Bankası yönetiminin başka bir çaresi bulunmadığını düşündüklerini söyledi.
Başka bir bankacı ise Merkez Bankası’nın ortalama fonlama faizini indirmeye devam ettiğini, bu oranın yüzde 8.5 civarına indiğini hatırlatarak, Merkez Bankası’nın tavan faiz indirimi sinyalini bu yolla verdiğini kaydetti. Piyasalarda bu ay da Merkez Bankası’nın, nisan ayındaki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında olduğu gibi, 0.50 puanlık tavan faiz indirimi yapması bekleniyor. Bunun piyasalar tarafından doğal karşılanacağı izlenimini aldım. Daha yüksek bir indirim ya da diğer faizlerde de indirim ihtimalini de sordum ama bunu pek beklemiyorlar; örneğin 1 puanlık tavan faiz indiriminin piyasaları bozabileceğini söylüyorlar.
“Peki, koşullar bozulduğu için faiz indirimi yapmazsa ne olur?” diye sorduğumda ise bu hareketin olumlu algılanıp kurların geri gelmesine neden olacağını, piyasa faizlerinin bile düşebileceğini söylediler. Ancak böyle bir karara pek ihtimal vermediklerini de söylemem gerekiyor.
Özetle; Merkez Bankası’nın geçen aya kıyasla işi daha zor ama faiz indirimine devam edecek gözüküyor.