Birinci Dünya Savaşı'nın ardından, Mustafa Kemal Atatürk, yeni Türkiye Cumhuriyeti'ni Osmanlı İmparatorluğu'nun enkazından çıkarmak ve Londra ve Paris'e olan bağımlılığından kurtarmak için bir merkez bankası kurmaya koyuldu. Atatürk, halka bu girişim için yatırım yapma çağrısında bulundu ve binlerce kişi, çoğu tüm birikimi pahasına, bu çağrıya uydu.
Bu, en azından kağıt üzerinde, oldukça iyi bir yatırımdı, zira banka, geçen yılki 5.6 milyar dolarlık karı ile birlikte, Türkiye'nin en karlı anaonim şirketi. ANcak Hazine bu kardan aslan payını alıyor ve yüzde 14 paya sahip kalan 6,000 civarındaki ortak yalnızca 140 dolar alabiliyor.
Türkiye, onların gözyaşı dökmesin sebep oluyor
Bankanın kuruluşuna katkıda bulunan bu ilk yatırımcıların torunları, bu kadar düşük bir ödemeyi, Büyük Bunalım'ın en kötü günlerinde Ataürk'ün çağrısına uyarak fedakarlıkta bulunan bu ailelere tahkir olarak değerlendiriyor. Bu kimseler, hem moral hem de ekonomik temelde, devletten temettü tavanını yülkseltmesini talep ediyorlar. Bu durum o kadar duygusal ki, diğer bazı merkez bankaları da özel ortakalara sahipken, yalnızca Türkiye, onların gözyaşı dökmesin sebep oluyor.
Alpay baydra isimli bir kişi, Merkez Bankası'nın Ankara'daki yıllık toplantısında, gözyaşlarını silerek, "Bu bir onur sorunu," dedi ve "Hazine'nin bize ait olanı almaya hakkı yok" şeklinde konuştu.
Bloomberg News