Yazdır
Hafta içinde 2.7790 TL'ye inen kur haftayı 2.91 seviyelerinden tamamladı. Kısa vadede kurlarda hızlı düşüş beklemeyen uzmanlar "Portföyünüze dolar alın" diyor...
Geçen hafta yatırımcılar hareketli günler yaşadı. Haftanın ilk günü içeride ve dışarda esen meltem rüzgarı ile dolar kuru yaklaşık bir buçuk yılın en düşük seviyesi olan 2.7790 TL'ye kadar gerilemişti.
Herkesin "Kur daha nerelere iner" dediği saatlerde Ankara'dan gelen haberler piyasaları sarstı.
İlk tepkiler çok sert oldu. Bir ara dolar kuru TL karşısında 2.97'yi aşarken, iki yıllık gösterge tahvilin faizi ise yüzde 9.81'e kadar çıktı. Perşembe günü Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun görevinden ayrılacağını resmen açıkladığı basın toplantısındaki yumuşak üslubu ise haftanın son günü mali piyasalara bir miktar nefes aldırdı. Ancak yeni başbakan, kabine ve ekonomi yönetiminin kimlerden oluşacağına yönelik belirsizlik yüzünden faiz ve döviz cephesindeki toparlanmalar şimdilik sınırlı düzeyde kaldı. Perşembe günkü sert hareketin ardından cuma kapanışa yakın iki yıllık gösterge tahvil faizi yüzde 9.68'ya, dolar 2.91 TL'ye, euro ise 3.32 TL'ye indi.
MAYIS SICAK GEÇECEK
Şimdi gözler AK Parti'nin 22 Mayıs tarihinde yapacağı ve yeni başbakanın seçileceği Olağanüstü Parti Kongresi'ne çevrilmiş durumda. Öncelikle şunu söyleyelim, görüştüğümüz tüm para yöneticileri bu tarihe kadar kur ve faizde önemli bir iniş beklemiyor. Bu arada belirsizliğin dozajı yüzünden "Portföylerde mutlaka dö¬viz bulundurun" uyarısında bulunuyorlar. Dövizde ise euro değil, dolar öneriliyor.
PORTFÖYÜN YÜZDE 50'Sİ DOLARA
Fokus Portföy Genel Müdürü Ercan Güner, önümüzdeki dönemde Türk Lirası'nın dolar karşısında yeniden değer kaybı yaşayacağı bir döneme girileceği görüşünde. Geçen hafta iç politikada artan belirsizliklere kadar faiz, döviz ve hisse senedi piyasasında pozitif bir havanın hakim olduğunu hatırlatan Güner, bu durumu şöyle değerlendiriyor:
"FED'in daha güvercin bir söyleme geçmesi ve emtia fiyatlarında yaşanan yükselişler, gelişmekte olan piyasalara (GOP) yönelik uzun süredir devam eden kötümserliğin değişmesini sağladı. Şubat ayı ile birlikte zaten tarihi düşük seviyelerine inmiş olan hisse senetleri ve para birimlerinde önemli bir toparlanma yaşandı. GOP'daki gelişmelere en duyarlı ülkelerden biri olan Türkiye'de aynı süreçten olumlu etkilenirken, Türk Lirası, hisse senetleri ve tahvillerin önemli ölçüde değer kazandığını gördük."
Ancak geçen hafta iç politikada artan belirsizliklerle bu pozitif havanın bir anda ortadan kalktığını söyleyen Güner, piyasalara ilişkin beklentisini ise şöyle özetliyor:
"Hem ABD Doları'ndaki zayıflama trendinin sonuna gelindiği beklentimiz hem de Türkiye'de iç politikada yeniden ortaya çıkan belirsizlikler nedeniyle önümüzdeki dönemde TL'nin dolar karşısında yeniden değer kaybı dönemine gireceğini düşünüyoruz. Türk Lirası için dolara karşı kısa vadede 2.94, orta vadede 3.06 seviyeleri direnç oluşturmakla birlikte yılsonuna doğru değer kaybının devam etmesini ve yeni zirvelere ulaşılmasını bekliyoruz. Bu nedenle yatırımcılara portföylerinde yüzde 50 oranında dolar bulundurmalarını öneriyoruz."
"YENİDEN DEĞER KAZANABİLİR"
Güner'e göre, dolar global piyasalarda da toparlanma yaşayacak. FED'in daha güvercin bir söyleme geçtiğini hatırlatan Ercan Güner, pariteye ilişkin beklentileri hakkında ise şunları belirtiyor:
"Aynı süreçte ABD ekonomisinde yaşanan yavaşlama ve artan küresel riskler nedeniyle yılın ikinci yarısına ertelenen FED faiz artışı beklentileri, doların euro karşısında 1.151i seviyelere kadar değer kaybetmesine neden oldu. Dolara yönelik olumsuz beklentilerin euro/dolar paritesinde ulaşılan 1.15 seviyesinde büyük ölçüde fiyatlandığım düşünüyoruz. Ayrıca önümüzdeki süreçte doların yeniden değer kazanma dönemine girmesini bekliyoruz.
FED faiz artırımı beklentilerinin yılsonuna doğru ötelenmesi durumunda ise eruo/dolar paritesinde 1.15 seviyesi asılsa dahi bunun kalıcı olmasını beklemiyoruz."
MAYIS "SAT VE GİT" AYI
Pasha Bank Hazine Müdürü Ender Sözer ise, dolar/TL'de lokal risklerin tam anlamıyla fiyatlara yansımadığı görüşünde. Dolar/TL için yurtdışı kaynaklı tüm olumlu haber ve beklentilerin fiyatların içinde olduğunu söyleyen Sözer, "Ancak lokal risklerin tam anlamıyla fiyatlara yansımadığını düşünüyoruz.
Bunu geçen hafta yaşanan siyasi gelişmeler sonucu dolar/TL kurunda yaşanan sert hareketle de gördük. Doların aynı hafta içinde yılbaşından beri en dü¬şük seviyeyi (2.7910) test edip ardından iç gelişmelerle 2.9760 seviyelerine kadar yükselmesi de bunu teyit etti. İçeride tekrar fiyatlanmaya başlanan siyasi gelişmeler ve FED'in yaklaşan haziran toplantısı doların güçlenmesine destek verebilir diye düşünüyoruz. İstatistiki verilere bakıldığında psikolojik olarak mayıs ayının piyasalar açısından 'Sat ve git' ayı olduğunu da göz ardı etmemek gerek. Zaten bunun etkisini bu hafta diğer küresel piyasalarda yaşanan satışlarla da görmeye başladık" diyor.
En azından kısa vadede doların TL karşısında gücünü koruyacağı görüşünü de savunan Sözer, kurlara ilişkin beklentilerini şöyle açıklıyor:
"Yerli yatırımcının 2.80 TL seviyelerinden güçlü dolar talebi olduğunu gördük. Şu an için 2.89 destek seviyesi kırılmadığı sürece doların, Türk Lirası karşısında gücünü koruyacağını ve 2.962 seviyesi üzerinde kapanış yaptığı takdirde ise 3.04 seviyesini test etmesinin mümkün olabileceğini düşünüyoruz. Piyasalarda olumlu havanın geri dönmesi durumunda ve 2.89 seviyesi aşağı yönlü kırılırsa 2.8675 ve ardından 2.82 seviyelerini yeniden test etmek mümkün olabilir. Euro/TL için 3.26, 3.2270 ve 3.20 seviyeleri destek konumunda görülürken, dirençler ise sırasıyla 3.3550, 3.3750 ve 3.43 seviyeleri olarak sayılabilir."
"GLOBALDE RİSK İŞTAHI ARTTI"
Sözer'e göre, bu beklentilerin ışığında yatırımcıların portföy sepetinde döviz ağırlığı yüzde 30 olmalı. Burada yüzde 20'lik dilimle en büyük pay ise dolara ayrılmalı. Yılbaşından bu yana global piyasalarda doların hemen hemen tüm para birimleri karşısında değer kaybına uğradığını hatırlatan Sözer, global piyasalara ilişkin beklentilerini ise şöyle özetliyor:
"Dolar yılbaşından beri hemen hemen bütün para birimleri karşısında değer kaybetmeye devam ediyor. Bunun başlıca sebebinin Amerikan Merkez Bankası'nın (FED) faiz artırımlarında daha önce belirttiği kadar agresif olmayacağına dair verdiği güçlü sinyaller olduğunu söyleyebiliriz. FED'in faiz artırma yönünde bir aksiyon alırken küresel ekonomilerdeki riskleri de takip edeceğini açıklaması ve FED üyelerinin 2016 yılı faiz artırım beklentilerini dörtten ikiye revize etmesi, piyasalarda risk iştahının artmasına neden oldu ve carry-trade pozisyonlara geri dönüldü. Aynı zamanda Avrupa Merkez Bankası tarafından atılan ekstra genişlemeci yönde adımlar ve negatif faizlerin uzun bir süre daha bu seviyelerde kalacağının açıklanması da piyasalara moral verdi. Yılbaşından bu yana Türkiye, Brezilya, Güney Afrika, Rusya gibi gelişmekte olan ülkelere güçlü para girişleri oldu ve bu ülkelerin borsa ve tahvillerinde de ralliler yaşandı."
"PARİTEDE 1.16'YA DİKKAT!"
Şant Manukyan / İş Yatırım Menkul Değerler Uluslararası Piyasalar- Hisse Senedi ve Türev Müdürü
1.05 seviyelerini gördükten sonra uzun süre 1.07-1.140 aralığında seyreden euro/dolar paritesi nihayet geçen günlerde stopların kümelendiği 1.1470 seviyesini kırdı. Çarşamba gün paritede 1.1620 seviyesini de gördük. Bir euro kötümseri olarak QE, bankacılık sisteminin durumu, düşük enflasyon sorunlarına rağmen euronun bu performansını 'manidar' kabul etmek zorundayım. Şayet 1.160 seviyesinin üzerinde bir kapanış yaparsa 1 20 seviyelerine doğru hareket devam edecektir. Ancak bir diğer soru euro bölgesinin bu seviyeleri kaldırıp kaldıramayacağıdır. Benim görüşüm, kaldıramayacağı yönünde. Yukarı hareketin swap maliyetleri ve opsiyonlarla desteklenmediğini görüyoruz. Bu nedenle şimdilik piyasanın güçlü euroya kalıcı bakmadığını düşünüyorum. Şayet 1.16 kırılamaz ve yeniden 1.1470'in altına kayarsa o zaman euro açısından negatif bir döneme giriyoruz demektir.
(Esin Çetinel/Para Dergisi)