Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda, 25. Muhtarlar Toplantısı'nda konuştu. Cumhurbaşkanı'nın muhtarlara hitap ederken kullandığı 'Önemli olan bulunduğunuz yere nasıl geldiğinizi, orada ne yapmanız gerektiğini ve hedeflerinizi unutmamanızdır" sözleri kulislerde Başbakan Ahmet Davutoğlu'na mesaj mı sorusunu akıllara getirdi.
İşte Erdoğan’ın toplantısından satır başları:
MAKAMLAR İNSANLARA HİZMET İÇİN ARAÇ
Yukarıdaki bazı çalışmalardan dolayı biraz geciktim hakkınızı helal edin.
Makamlar insanlara hizmet için bir araçtır. Muhtar da, Cumhurbaşkanı da, Başbakan da olsanız, kalbiniz ve zihniniz ülkeye hizmet için çalışmalıdır.
Kendi ideolojik saplantıları, kendi çıkarları için hizmet makamlarını işgal edenler Türkiye'nin birikimini arttırmak şöyle dursun mevcudu da heba etmişlerdir.
Mahallesinde, köyünde yaşayanın gönlünü kazanamamış muhtarla milletinin güvenini kazanamamış cumhurbaşkanının durumu da aynıdır, her ikisi de hüsrana uğramıştır. Önemli olan bulunduğunuz yere nasıl geldiğinizi ve hedeflerinizin ne olduğunu unutmamanız.
Cumhurbaşkanları 2 dönem yapıyor ama sizin için sınır yok. Siz ne kadar gücüm yetiyor derseniz o kadar devam edersiniz. Ben 30 yıldır 35 yıldır muhtarım diyenler var.
TARİH KİTAPLARINDA HEP ALDATILDIK
Bizim 2200 yılı aşkın bir geçmişimiz var. Biz göçebe kabilesi değiliz. Biz devletler kurmuş, tarihi böyle yazmış bir milletiz. Sıkıntımız birikimimizi yeni nesillere aktaramamaktır. Tarih kitaplarında hep aldatıldık. Geçmişi bilmeyince bugün önümüze çıkartılan meseller karşısında ne yapacağımızı bilemiyoruz.
BUNLAR BU MİLLETİN TEMSİLCİSİ OLMAYA LAYIK DEĞİL
Karşımızdaki terör örgütü sadece eli silahlı beş on bin militandan oluşmuyor. Bu örgütü asıl yaşatan arkasındaki karanlık destektir. Hep söylüyorum o üst akıldır. Dokunulmazlık görüşmelerinden terör örgütünün marşını söyleyerek çıkan sözüm ona milletvekillerinin de onları birer kahraman edasıyla haberlerine taşıyan medya kuruluşlarının da iplerinin nereye uzandığı malumdur. Komisyonu ne hale getirdiklerini izlediniz. Adeta oraları işgal kuvvetleri gibi işgal etme girişimlerinde bulundular. Komisyon başkanı isteseydi, oraya ne medyayı ne de danışmanları sokardı. Sadece komisyon üyeleriyle bu toplantıları yapabilirdi. Ama onlara özgürlük adına böyle bir alan açtı. Onlar maalesef kendilerine verilen bu fırsatı kalkıp da usulüne uygun şekilde kullanmadılar. Bu millete gerçekten çok çok üzüntü verecek bir tabloyu orada sergilediler. Bu millet buna layık değil. Bu millet bu tür görüntülere layık değil. Bunlar da bu milletin temsilcisi olmaya layık değil.
KİLİS'E SURİYE TARAFINDAN TACİZ ATIŞLARI YAPILIYOR
Son zamanlarda Kilis ilimize Suriye tarafından sürekli taciz atışları yapılıyor. Bu saldırılarda çok sayıda vatandaşımız ve Suriyeli misafirimiz şehit oldular. Kilis’e yapılan her saldırıya misliyle karşılık verilmiştir. Verilmeye de devam edilecektir. Kilisli kardeşlerimizin bu olaylar karşısındaki sabrını da takdirle karşılıyorum. Siz oradaki muhacir kardeşlerimize bir ensar olarak her türlü desteği verdiniz. Bunlar tabi ki karşılıksız kalmayacak. DAİŞ, en büyük zayiatı Kilis'e yaptığı bu tür operasyonlarda ödemiştir ve buna devam ederse onlar daha çok zayiat verecektir. Terör örgütlerinin ülkemize yönelik tacizlerinin gerisindeki niyetleri biz çok iyi biliyoruz. Şundan emin olunuz, başaramayacaklar.
ANADOLU TOPRAKLARI FİTNEYİ KABUL ETMEZ
Bir Müslümana kula kul olmak yakışmaz. Biz sadece rabbimizin önünde rükuda eğiliriz. Anadolu toprakları fitneyi, ihaneti kabul etmez. Bu topraklarda ancak birliğe, beraberliğe, dayanışmaya inanalar kök salabilir. Canlı bomba olup masum insanların hayatlarına kast edenler de, Meclis'i terörize edenler de bu kuytu pınardan nasibini alamamış olanlardır. Türkiye’yi geçmişten kopartıp kişiliksiz bir ülke yapmak istediler, başaramadılar. Şimdi yeni bir oyunu devreye soktular. Nedir o? Terörle canımızı yakıyorlar. Üç fitne… Irkçılık, terör ve mezhepçilik fitnelerinden kurtulmalıyız. Bizde mezhepçilik var mı? Şia, Sünni biz kabul etmiyoruz. Bizi birbirine bağlayan bağ Müslümanlıktır. Bizim en büyük gururumuz budur. Bu ülkede otuzu aşkın etnik unsur var… Biz birbirimiz yaratılanı yaratandan ötürü severiz anlayışı ile seviyoruz.
YALAN VE FİTNE ÇARKI DURMAKSIZIN DÖNSE DE...
Yeni anayasa ve başkanlık sistemi başta olmak üzere milletimizin beklentilerin bir an önce hayata geçirmeliyiz. Büyük projelerimizi takvime uygun şekilde sürdürmeliyiz.
Yalan ve fitne çarkı durmaksızın dönse de Türkiye ak sakallı dedeler, ak saçlı ninelerin gözyaşları ve duaları sayesinde dimdik durmaya devam edecektir.
Biz önce Allah’a sonra milletimize güveniyoruz.
Sırtını terör örgütüne şu veya bu devlete dayayanların asla anlayamayacakları bir şey varsa milletimizin zorluklar karşısında neler yapabileceğidir.