Başbakan Merkel, Avrupa Birliği’ni ve politikasını öğrencilere, gençlere anlatmak amacıyla düzenlenen etkinlik kapsamında, Berlin’deki Fransız Lisesi’ni ziyaret ederek, öğrencilerin sorularını yanıtladı.
Suriye’nin de AB’nin bir komşusu olduğunu belirten Merkel, 500 milyon nüfuslu AB’nin sığınmacıları kabul etmesinin bir sorumluluk taşıdığını ifade ederek, "Bazı ülkelerin ‘Müslümanlar ülkemize giremez’ demesini hoş bulmuyorum. Bu benim açımdan olamaz." diye konuştu.
Merkel, bu söylemin Avrupa değerleriyle ve din özgürlüğüyle uyuşmadığını kaydetti.
Türkiye'nin AB üyeliğine ilişkin bir soru üzerine Merkel, Türkiye’nin AB ile ucu açık görüşmeler yaptığını ve Türkiye’nin AB’ye girip girmemesi konusunda bir karar verilmediğine işaret ederek, burada AB’nin yeni üyeleri alma gücünün olup olmamasına da bakılması gerektiğini bildirdi.
Almanya'da oyları artan sığınmacı ve İslam karşıtı, aşırı sağcı "Almanya için Alternatif" (AfD) partisi ile mücadele konusuna da değinen Merkel, lideri olduğu Hristiyan Demokrat Birlik Parti’nin (CDU) AfD ile tartışmak için yeterince iyi argümana sahip olduğunu, ancak bu tartışmanın öfkeli ve ön yargılı olmamasını istedi.
AB TEST EDİLİYOR
Avrupa’nın bugüne kadar ki tüm başarılarının arkasında durup duramayacağının dışarıdan test edildiğini vurgulayan Merkel, AB’nin bir ulus devlet değil, ancak ortak para birimi avro ve serbest dolaşım hakkından dolayı dağınık bir birlik niteliği de taşımadığını anlattı.
Merkel, "Bunun için avro krizi iyi bir örnekti. Mali piyasalar birden 'Bunlar birlikte mi duracak, yoksa farklı ekonomik güçlere sahip olmalarından dolayı dağılacaklar mı göreceğiz' dediler. Avroya yapılan bu saldırıya karşı büyük ölçüde başarılı olduk." diye konuştu.
Mali krizin henüz bitmediğini ancak buna karşı çeşitli mekanizmalar oluşturduklarını aktaran Angela Merkel, "Sığınmacı konusunu da Avrupa ülkelerine yönelik, dış sınırlarını koruyup koruyamayacaklarına ilişkin ikinci bir test edilme dalgası olarak görüyorum." değerlendirmesinde bulundu.
"TÜM DÜNYA İZLİYOR"
Şimdi de Avrupa’da serbest dolaşımı öngören Schengen sınırlarının baskı altında bulunduğunu belirten Merkel, "Özellikle de güneyde. Şimdi tüm dünya 'Bakalım yeniden ulus devletlere geri mi düşecekler, yoksa dış sınırlarının korunmasını başarabilecekler mi' diye izliyor" dedi.
AB'deki tüm ülkelerin konumlarından geriye gidişi istemediğine işaret eden Merkel, "Her ülkenin kalıcı bir şekilde kendi sınırlarını kontrol etmesi geri adım olur ve Avrupa’yı zayıflatır." diye konuştu.
AB ile Türkiye arasındaki mutabakatın da deniz sınırının korunabilmesinden dolayı ortaya çıktığını ve komşular olmadan sınırların korunmasının başarılamayacağını kaydeden Merkel, Libya ile de benzer bir anlaşmanın yapılması gerektiğini sözlerine ekledi.