Türkiye İnşaat Sektörü İşverenler Sendikasının (İNTES) raporunda, emtia fiyatlarının düşmesi ile petrol ihracat eden ülkelerdeki ekonomik darboğaz, inşaat sektörünü tehdit eden unsurlar arasında yer alıyor.
İNTES'in, nisan ayı inşaat sektör raporunda sektörün en güçlü yanı yatırım potansiyeli yüksek ülkelere coğrafi yakınlık ve lojistik üstünlük olarak gösterildi. Raporda, müteahhitlerin uluslararası ihale ve iş deneyimi, güncel ekipman kullanması, deneyimli teknik personele ve yeterli yerli malzemeye sahip olması da sektörün güçlü yanları olarak sayıldı. Sektörün başlıca zayıf yönleri ise müteahhit sayısının fazlalığı, işçilik maliyetlerinin yüksek, sertifikalı işçi sayısının az, finansman altyapının zayıf olması olarak sıralandı. Ar-Ge faaliyetlerinin yetersizliği, özel ya da devlet kaynaklı finansman ve sigorta imkanlarının kısıtlılığı ve devlet desteği eksikliği de zayıf yönler arasında yer aldı.
Başta petrol olmak üzere emtia fiyatlarındaki gerilemeye işaret edilen raporda, fiyatlarının düşmesi ile petrol ihracat eden ülkelerdeki ekonomik dar boğazlar sektörün gelecek dönemde karşılaşacağı tehditler arasında gösterildi. Bunun yanı sıra dünya ekonomisindeki dalgalanmaların doğrudan doğruya Türkiye ekonomisini etkilemesi nedeniyle geleceğe ilişkin olumsuz öngörülerin oluşması, kamu ihale mevzuatı ve uygulamalarının çözümleyemediği aşırı düşük tekliflerin sektör karlılığını engellemesi, Orta Doğu'daki karışıklıklar ile AB ekonomilerindeki dalgalanmalar, diğer tehdit unsurları olarak sıralandı.
"Yeni pazar arayışlarımız devam ediyor"
Sektördeki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulunan İNTES Yönetim Kurulu Başkanı Celal Koloğlu, son dönemde inşa edilmekte olan büyük projelerin toplumun refah düzeyinin yükselmesine katkı sağladığını söyledi. Koloğlu, "Tüm metro ve demiryolları yatırımlarını Türk müteahhitleri, mühendisleri ve işçileri ile yapıyoruz. Keza Türkiye'nin tüm havalimanlarını yapıyor ve işletiyoruz. Yurt dışında know-how'ı ihraç ediyoruz. Köprülerimiz, karayollarımız herkesin kıskanacağı seviyeye geliyor, dünya literatüründe yer buluyor." dedi.
Kalkınma planlarında hükümetin inşaat sektörünü itici güç olarak kullanmaya devam edeceğine işaret eden Koloğlu, "Zira enerji arz güvenliğimizi temin edecek yatırımlar, Türkiye'nin bir ulaştırma üssü olmasını sağlayacak projeler, kentsel dönüşüm projeleri devam edecektir. Öte yandan özel sektör inşaat yatırımlarında da prestijli konut projeleri gerçekleştirilecektir." ifadelerini kullandı.
Küresel düzeydeki olumsuzluklara karşın inşaat sektörünün yurt dışında 2015 itibarıyla yatırım değeri 20,5 milyar dolar olan 179 proje üstlendiğini anlatan Koloğlu, şunları kaydetti:
"Sektör olarak yeni pazar arayışlarımıza devam ediyor, mevcut pazarlarımızda gücümüzü artırmaya çalışıyoruz. Yurt dışı müteahhitlik hizmetlerimiz önemli bir istihdam potansiyeline sahiptir. Ancak yurt dışında çalışan işçi sayımız giderek azalmaktadır. Tercihimiz elbette Türk işçileriyle çalışmaktır. Ancak yüksek maliyetler ve yaşanan hukuki sorunlar inşaat sanayicilerini yabancı işçilerle çalışmaya zorlamaktadır. Yurt dışı müteahhitlik hizmetlerinde artık devletimizden daha çok destek görüyoruz. Ancak hem müşavirlik hem de müteahhitlik hizmetlerine yönelik teşviklerin arttırılması, Çinli ve Hintli firmalar gibi inşaat sektöründe rekabet gücü yüksek firmalarla yarışta avantaj sağlayacaktır. Hükümetimizin ortaya koyduğu 2023 hedefleri ve güçlü ekonomiye geçiş sürecini inşaat sektörünün geleceği açısından önemli görüyoruz. Ülke ekonomisinde yaşanacak büyümede inşaat sektörünün her zaman olduğu gibi, bu yeni dönemde de önemli bir payı olacağı açıktır."