Premier müşterilerine birikim yönetimindeki uzmanlığıyla hizmet sunan HSBC Türkiye, bu kapsamda hayata geçirdiği ‘HSBC Premier Ekonomi Sohbetleri’ etkinliklerine devam ediyor. Premier müşterilerine özel düzenlenen ve bu yıl üçüncüsü İzmir’de gerçekleştirilen seminerde, HSBC Türkiye Portföy Yönetimi Genel Müdürü Namık Aksel, HSBC Türkiye Portföy Yönetimi Stratejisti İbrahim Aksoy ve HSBC Türkiye Portföy Yönetimi Çoklu Varlık Fonları Kıdemli Yöneticisi Osman Yılmaz ekonominin gündemi ve finansal piyasalarla ilgili değerlendirmelerini paylaştı.
Hisse senedi piyasası ile ilgili olumlu görüşümüzü koruyoruz
Konuşmasında küresel ekonomilerin 2016 yılında kırılgan bir dengede seyredeceği ve ekonomilerdeki toparlamanın yavaş ve kademeli olacağına dair görüşlerini koruduklarını dile getiren HSBC Türkiye
Portföy Yönetimi Genel Müdürü Namık Aksel şunları kaydetti:
“Şubat ayı başında yaptığımız ‘Premier Ekonomi Sohbetleri’ toplantısında, dengenin kötümser tarafına kayan beklentiler nedeni ile piyasalarda gerçekleşen satışların alım fırsatı olduğunu, kısa vadeli kar amaçlı döviz taşıyanların kurdaki yükselişleri TL'ye geçme fırsatı olarak değerlendirebileceğini vurgulamıştık ve sonraki buluşmalarımızda da bu görüşü korumuştuk. Bir ayı aşkın süredir
beklentimize paralel piyasalarda yaşanan düzelme hareketi ve sermaye piyasalarında gerçekleşen getiri sonrasında hisse senedi piyasası ile ilgili "olumlu" görüşümüzü koruyoruz. ABD veya Çin kaynaklı endişe verici önemli bir haber gelene kadar gelişen piyasalara fon akışının devam edebileceğini düşünüyoruz. Ancak enflasyon tarafındaki sürpriz iyileşme ile ilgili iyimser fiyatlamanın gerçekleşmesi sonrasında Nisan sonuna doğru iç veya jeopolitik risklerin tekrardan ön plana çıkabileceğini de dikkate alarak tahvil faizleri ile ilgili "nötr" görüşümüzü yineliyoruz. Riski dağıtan ve getiriyi çeşitlendiren aktif
yönetimli çoklu varlık tipi fonların uzun vadeli yatırımlar için son derece uygun araçlar olmaya devam ediyor.”
Çeşitlendirilmiş portföylere yatırım ön plana çıkıyor
HSBC Türkiye Portföy Yönetimi Stratejisti İbrahim Aksoy ise şu değerlendirmelerde bulundu:
“Petrol fiyatlarında artışa ve küresel merkez bankalarının daha güvercin bir tavır alacağına dair beklentiler küresel piyasalarda 11 Şubat’tan bu yana süren rallinin ana nedenleri oldu. Küresel çapta
finansal varlıklar genel olarak kayıplarını fazlasıyla telafi etti. Şubat ve Mart aylarında yıllık enflasyonun gıda fiyatlarında olumlu seyirle düşmesi ve cari açığın düşük seyretmesi de Türkiye hisse senedi ve tahvil piyasalarının gelişmekte olan piyasalar içinde ön plana çıkmasını sağladı. Gelişmekte olan piyasalara fon girişlerinin lirayı desteklemesi Merkez Bankası’na gecelik borç verme faizinde indirim yapma fırsatı verdi. Merkez Bankası’nın önümüzdeki dönemde faiz indirimlerine devam etmek isteyeceğini öngörüyoruz. Bu indirimlerin liraya olumsuz etkide bulunup bulunmaması faiz indirimlerinin hızına, fon akımlarının yönüne ve büyüklüğüne bağlı olacak. Küresel likiditeye dair beklentiler piyasalardaki rallinin devam edebileceğine işaret ediyor. Fakat son yükseliş hareketiyle gelinen fiyat seviyeleri önümüzdeki günlerde piyasa oyuncularının risklere karşı daha duyarlı olabileceğini hatırlatıyor. Varlık fiyatlarında gelinen görece yüksek seviyeler nedeniyle iki yönlü hareket ihtimali tedbir unsuru olarak çeşitlendirilmiş portföylere yatırım yapılmasını ön plana çıkarıyor.”
Türk lirası cinsi varlıklar pozitif ayrışmaya devam edebilir
HSBC Türkiye Portföy Yönetimi Çoklu Varlık Fonları Kıdemli Yöneticisi Osman Yılmaz ise değerlendirmesinde, “Sene başında finansal piyasalar üzerinde etkili olan küresel ekonomik aktiviteye ilişkin endişelerin yerine, olumlu havanın son haftalarda piyasalar üzerinde hakim olduğunu görüyoruz. ABD Merkez Bankası’nın (FED) Mart ayındaki toplantısında faiz artırımlarında aceleci olmayacağını açıklamasının ardından küresel risk iştahı bir kademe daha artarken bu dönemde Türk Lirası cinsi varlıkların benzer ülkelere göre pozitif ayrıştığını gördük. Geçtiğimiz yıl %4'lük GSYİH büyüme oranıyla G-20 ülkeleri arasında Çin, Hindistan ve Endonezya'dan sonra en hızlı büyüme oranını yakalayan Türkiye ekonomisi, son aylarda enflasyon ve cari açık tarafında görülen iyileşme ve düşük seyreden emtia fiyatları ile birlikte 2016 yılı için olumlu bir tablo vaat ediyor. FED ve diğer küresel merkez bankalarının risk iştahını ve gelişmekte olan fon akımlarını desteklemeye devam ettiği bu dönemde Türk lirası cinsi varlıkların pozitif ayrışmaya devam etmesini bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
Daha önce Bursa, Isparta, Antalya, Eskişehir, İstanbul ve İzmir’de düzenlenen seminerler ile HSBC, birikim yönetimi konusundaki uzmanlığıyla Premier müşterilerinin bireysel ekonomilerini desteklemeyi hedefliyor. Seminerler kapsamında katılımcılara Türkiye’de ve küresel piyasalarda yaşanan gelişmelere ilişkin değerlendirmeler de aktarılıyor.