Yazdır

Erdem Başçı neden başarısız oldu?

Tarih: 06 Nisan 2016 - 12:07

Görev süresi dolmak üzere olan Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı'nın görev süresi boyunca gerçekleştirdiği performans ortaya konuldu

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı’nın görev suresi bu ay içinde doluyor. İnternet sitesinde de yazdığı gibi Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) temel amacını fiyat istikrarını sağlamak ve sürdürmek oluşturuyor. Dolayısıyla Merkez Bankası başkanlarının performansını da esasında fiyat istikrarını ne ölçüde sağlayabildiklerine ve sürdürebildiklerine bakarak ölçmek gerekiyor. En azından Merkez Bankası'nın yasal bağımsızlığının güçlendirildiği ve temel amacının bu şekilde belirlendiği 2001 krizi sonrası dönem için bunun böyle olduğu söylenebilir.

ESNEK PERFORMANS ÖLÇÜSÜ

Tabii burada da fiyat istikrarının ne olduğuna ilişkin bir tanım yapma ihtiyacı doğuyor. Bu açıdan genel kabul gören bir tanım, ABD'nin merkez bankası olan Federal Reserve'in (FED) eski başkanlarından Alan Greenspan'e ait. Greenspan, fiyat istikrarını, iktisadi birimlerin günlük kararlarını alırken dikkate almak zorunda kalmayacakları kadar düşük bir enflasyon oranı olarak tanımlamıştı. Bu oranın sayısal değeri konusunda bir uzlaşma yok ama genelde gelişmiş ülkelerde yüzde 1-3, gelişmekte olan ülkelerde de yüzde 3-5 arası gibi bir enflasyon oranı fiyat istikrarına uygun kabul ediliyor.

Türkiye'de enflasyonun bu seviyelerin çok ötesinde olduğunu dikkate alırsak, performans ölçüsü olarak Merkez Bankası'nın temel amacına ulaşıp ulaşmadığını kullandığımız taktirde, "Başçı'nın karnesi'ne kestirmeden "başarısız" notunu düşebiliriz. Ancak göreve geldiğinde devraldığı tablonun da fiyat istikrarına karşılık gelmediğini dikkate alarak, biz Başçı'nın mutlak değil göreli performansını ölçmeyi tercih ettik. Bunun için de daha esnek bir performans ölçüsü kullandık. Bu ölçüyü ise Merkez Bankası'nın yıl sonu enflasyon hedeflerine ulaşıp ulaşmadığı oluşturuyor.

HEDEFLERİ HİÇ TUTTURAMADI

Ancak bu şekilde bakıldığında da Erdem Başçı'nın Merkez Bankası Başkanı olarak pek başarılı olamadığı görülüyor. Aşağıda, Başçı'nın başkanlık dönemindeki yıl sonu enflasyon hedefleriyle gerçekleşmeleri karşılaştıran bir tablo var. Bu tabloda Başçı döneminde enflasyon hedeflerinin hep aşıldığı görülüyor. Başçı'nın en başarısız yılı ilk yılı olmuş, yıl sonu hedefinin yüzde 5,5 olduğu 201 l'de enflasyon neredeyse ikiye katlanıp yüzde 10,4'ü bulmuştu. Başçı'nın en başarılı olduğu yıl ise 2012 oldu ama bu yılda bile enflasyon hedefin 1,2 puan üzerinde gerçekleşti.

Türkiye'nin para politikasında açık enflasyon hedeflemesi uygulamasına geçtiği 2006 yılından bu yana yıl sonu enflasyon hedeflerinin etrafında bir de 2'şer puanlık belirsizlik aralığı var. Başçı döneminde enflasyon sadece bir kez bu belirsizlik aralığının içine girebildi. Onda da enflasyon belirsizlik aralığının hedefe yakın olan değil uzak olan bölümüne düştü.

Enflasyon 2015 yılını da hedefin epey üzerinde kapattı. Hedef yüzde 5 iken gerçekleşme 3,8 puan daha yüksek ve yüzde 8,8 oldu. Yani Başçı görevine devam etmez de yerini başka bir isim alırsa selefine enflasyonda kötü bir tablo devredecek.

EN İYİSİ SERDENGEÇTİ

Erdem Başçı, Merkez Bankası'nın yasal bağımsızlığının güçlendirildiği ve temel amacının fiyat istikrarını sağlamak ve sürdürmek olarak belirlendiği 2001 krizi sonrası dönemde bu kurumda başkanlık yapan üçüncü isim. Bu dönemdeki ilk başkan Süreyya Serdengeçti 2001-2006 arasında, ikinci başkan Durmuş Yılmaz ise 2006-2011 arasında başkanlık yapmıştı. Benzer performans ölçüsünü kullandığımızda, bu üç başkan içinde en başarılısının Serdengeçti olduğu görülüyor. Yılmaz'ın da Başçı'ya oranla daha iyi bir performansa sahip olduğu dikkati çekiyor.

Süreyya Serdengeçti 2001 krizi sonrasında göreve gelmiş ve ilk yılında yeni para politikasının çerçevesini oluşturmakla uğraşmıştı. Bu nedenle onun performansını 2002 yılından itibaren ölçmek daha doğru görünüyor. Para politikasında örtük enflasyon hedeflemesinin uygulandığı bu dönemde enflasyon hep hedeflerin altında gerçekleşmişti. Örtük enflasyon hedeflemesi, enflasyon hedeflemesi rejimini resmi olarak ilan etmeksizin sayısal enflasyon hedeflerinin açıklanması ve bu hedeflere ulaşmak için merkez bankasının politika araçlarını kullanması olarak tanımlanıyor. Serdengeçti, enflasyonu yüzde 60'lardan yüzde 7'lere kadar indirmişti. Enflasyonun 30 yılı aşkın bir süreden sonra tek haneye inmesini sağladığı için de görev süresini adeta bir "enflasyon kahramanı" olarak bitirmişti.

YILMAZ'I REVİZYON KURTARDI

Açık enflasyon hedeflemesi uygulamasının başladığı 2006 yılında başkanlık koltuğuna oturan Durmuş Yılmaz'ın ise ilk üç yılı çok kötü geçmişti. Ancak görev süresinin son iki yılında Yılmaz'ın performansı iyiydi. 2009 yılında enflasyon yüzde 7,5'lik hedefin 1 puan altında gerçekleşmiş, 2010 yılında ise yüzde 6,5'lik hedefle neredeyse aynı düzeyde bir gerçekleşme olmuştu.

Tabii Yılmaz'ın son iki yılındaki başarısında 2008 yılı ortasında enflasyon hedeflerinin revize edilip yükseltilmesinin de etkisi olduğunu belirtmek gerekiyor. Bu revizyon olmasa ve enflasyon hedefleri yüzde 4'te kalsaydı, Yılmaz'ın son iki yılında da gerçekleşmeler 2'şer puanlık belirsizlik aralığının dışına düşecekti.

Ayrıca 2008-2009 küresel resesyonunun petrol ve diğer emtia fiyatlarında düşüş ile talepte zayıflama gibi dezenflasyonist etkileri de görev süresinin son iki yılında Yılmaz'a yardım etmişti.

NEDEN BAŞARISIZ OLDU?

Erdem Başçı'nın Merkez Bankası Başkanlığı görevinde başarılı olamamasının nedenleri arasında kendisine duyduğu aşırı güvenin ön plana çıktığı şeklinde bir izlenimimiz var. Bu aşırı güvenle başkanlık koltuğuna oturur oturmaz Merkez Bankası'nı fiyat istikrarı dışındaki hedeflere de yöneltti. Esasında Merkez Bankası'nın Başçı döneminde fiyat istikrarına çok da fazla odaklanmadığını söyleyebiliriz. Bu dönemde fiyat istikrarından çok finansal istikrara odaklanıldı. Ayrıca ekonomideki büyümenin çok aşağılara düşmemesi için de çaba harcandı. Büyüme için enflasyon feda edildi. Fiyat istikrarı amacını arka plana atınca, Başçı'nın bu açıdan pek başarılı olamaması sürpriz değil. İşin kötü tarafı, Başçı enflasyonu kurban ettiği diğer hedeflerinde de başarıya ulaşamadı. Başçı döneminde ne finansal piyasalar istikrara kavuştu ne de ekonomide hızlı bir büyüme ortaya çıktı. Zaten merkez bankaları bu konularda çok muktedir olmadıkları için bu açıdan başarılı olması da çok beklenemezdi.
Erdem Başçı'nın başarısız olmasına yol açan faktörler arasında, özellikle son birkaç yıldır ağırlaşan siyasi baskılara göğüs gerememesi de var. Teoride bağımsız bir merkez bankasının siyasi baskılara aldırmaması gerekir ama pratikte pek öyle olmuyor. Bunun örnekleri gelişmiş ülkelerde bile yaşanıyor. Merkez bankaları, siyasi iktidarla belli bir uyum içinde olmadan başarılı bir para politikası yürütemiyor. Başçı'nın özellikle son yılı bu açıdan oldukça sıkıntılı geçti. Merkez Bankası, son bir yıldır siyasi baskı yüzünden para politikasında adım atmaktan çekiniyor. Biz de uzun süredir Başçı'nın görev süresini tamamlayıp bayrağı yeni başkana devredene kadar durumu idare etmeye çalıştığını gözlemliyoruz.

YENİ BAŞKAN NE YAPMALI?

Erdem Başçı'nın görevine devam edip etmeyeceği bu ay içinde belli olacak. Eğer Başçı görevine devam etmeyecekse yeni başkanın kim olacağını da muhtemelen bu ay öğreneceğiz. "Muhtemelen" diyoruz, çünkü Merkez Bankası Başkanlığı görevinin en azından bir süre için vekaletle yönetilmesi de mümkün. Bir başka önemli kurum olan Hazine Müsteşarlığının 1,5 yıldır vekaletle yönetildiğini dikkate alınca bu olasılığı gözardı edemiyoruz. Ancak ister Başçı görevine devam etsin ister yeni bir başkan atansın, önümüzdeki beş yılda Merkez Bankası'nı yönetecek kişinin son beş yılda yaşananlardan mutlaka ders çıkarması gerekiyor.

Başçı döneminden çıkarılması gereken ilk dersin, Merkez Bankası'nın yeniden ve sadece fiyat istikrarı hedefine yönelmesi gerektiğinin kabulü olduğunu düşünüyoruz. Esasında gelişmiş ülkelerin tecrübeleri bunu yıllar önce göstermiş, bu konuyla ilgili literatür de çoktan merkez bankalarının sadece fiyat istikrarıyla ilgilenmeleri gerektiğini kabul etmişti. Son beş yılda biz de bunu yaşayarak görmüş olduk. Her ne kadar 2008-2009 küresel krizinin getirdiği sorunlar nedeniyle merkez bankalarının finansal istikrara da odaklanması gerektiği yönünde bazı görüşler olsa da bu görüşlerin muhatabı olan ülkelerde fiyat istikrarı diye bir sorunun olmadığını görmek lazım. Henüz fiyat istikrarına kavuşamamış olan Türkiye'nin ise öncelikle bu sorunu halletmesi gerekiyor.

Başçı döneminden çıkarılması gereken bir ders de Merkez Bankası'nın bağımsızlığını daha sıkı bir şekilde korumak gerektiğinin anlaşılması olmalı. Yeni başkan siyasi baskılara kulağını tıkayıp işini yapmaya çalışmalı. Buna imkan bulamadığında da en iyisi durumu idare etmeye çalışmak yerine görevi bırakmak gibi görünüyor. Çünkü durumu idare etmeye çalışmanın memlekete bir faydası olmuyor. Evet, Merkez Bankası Başkanı'nın istifası piyasalarda bir sarsıntıya yol açabilir. Ancak siyasetçilerin bundan alacakları dersle daha sonra Merkez Bankası'nın siyasi baskılara daha az maruz kalacağı bir ortam oluşabilir. Maalesef Türkiye'de başkalarının tecrübelerinden faydalanmak gibi bir gelenek yok. Bu yüzden böyle bir tecrübeyi de bizzat yaşamamız gerekiyor gibi görünüyor.

(Orhan Karaca/Capital dergisi)

Site adresi: https://www.finansingundemi.com/haber/erdem-basci-neden-basarisiz-oldu/1007106