Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar, casusluk suçundan yargılandığı davada yaklaşık 3 saat ifade verdi.
Cumhuriyet Gazetesi Genel yayın Yönetmeni Can Dündar ve Erdem Gül’ün casusluk suçundan yargılandığı davaya ifadelerin alınmasıyla devam ediliyor.
Sabah saatlerinde iddianamenin özetinin okunulması ve milletvekillerinin katılma taleplerinin değerlendirilmesinin ardından duruşmaya öğlen arası verilmişti.
Verilen aranın ardından saat 13.30 sıralarında yeniden başlayan davada Can Dündar’ın ifadesinin alınmasına geçildi. Kapalı oturumda gerçekleşen davada Dündar savunmasını yaptı.
Savunmasının ardından duruşma savcısı ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MİT Müsteşarlığının avukatları Dündar’a sorularını yöneltti.
Yaklaşık 3 saat süren ifade işleminin ardından duruşmaya yarım saat ara verildi. Verilen aranın ardından duruşmada diğer sanık Erdem Gül’ün ifadesine geçildi.
İfadenin alınmasının ardından mahkeme, Can Dündar ve Erdem Gül'ün yargılandığı davayı 22 Nisan'a ertelendi. Mahkeme ayrıca Dündar ve Gül'ün yurtdışına çıkış yasağının da devamına karar verdi.
CAN DÜNDAR: OLAĞANÜSTÜ HAL KOŞULLARI VARDI
Can Dündar ile Erdem Gül, duruşma çıkışta basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Can Dündar, "Tutuklanmamızı bekleyenleri hayal kırıklığına uğrattık, özür dileriz" dedi.
Dündar açıklamalarında şunları kaydetti: “Tutuklanmamızı bekleyenleri hayal kırıklığına uğrattık, özür dileriz. Koridorlarda olağanüstü hal koşulları vardı. Biliyorsunuz, kapalı duruşma oldu. Dolayısıyla sınırlı sayıda avukat girebildi. Bence iyi bir duruşma oldu. Basın özgürlüğünü savunmamız gerekiyordu, öyle yaptık. Ben kendi savunmamda, bizim yargılanmamıza neden olan görüntüleri izlemek istediğimi söyledim. Bunun üzerinde izah etmek istediğimi söyledim. Buna izin verildi. Dosyadaki DVD'den o görüntüleri izledik, onun üzerinde izah ettim. Neden bunu kamuoyunun bilmesi gerektiğini, bir gazetecinin neden duyarsız kalamayacağını anlatmaya çalıştım. Suçlamalara tek tek cevap verdik. Avukatlarımız savunmalarını verdiler. Cumhurbaşkanı ve Milli İstihbarat Teşkilatı'nın müdahil olarak katıldığı duruşmada onların avukatları sorular sordu, onlara cevap verdik. Savcının sorularına cevap verdik. Ve bahse konu terör örgütü ile hiçbir alakamız olmadığını, tersine yıllardır bununla mücadele ettiğimizi ve aksine, iktidarın bu konudaki desteğini hatırlattık. Savcının bir tutuklama talebi olmadı. Zannediyorum bir birleştirme talebi olacak. Onu da önümüzdeki duruşmada göreceğiz. Bize desteğe gelen milletvekillerine, konsoloslara, diplomatlara, bizi başından beri destekleyen herkese teşekkür ediyoruz."
ERDEM GÜL: GAZETECİLİĞİ SAVUNDUK
Erdem Gül de, “Kendi savunmamda, 'Basının şu anki iktidarın etrafına kenetlenmiş durumuna çok kafayı takmayın. Türkiye'de basın geleneği çok köklü ve eskidir. Batı kadar, en azından bizim tarihimizde basın geleneği vardır. Dolayısıyla, bugünkü görüntü geçicidir. Ama bağımsız ve tarafsız yargı, bugün burada gazeteciliğin yargılandığını görmelidir. Gazetecileri de adliyeden çıkarıp kendi haber alanlarına göndermelidir' dedik. Sonuçta, burada gazeteciliği savunduk, bundan sonra da böyle olacak" şeklinde konuştu.
Bir basın mensubunun, Fethullah Gülen ile ilgili sorusuna Erdem Gül, “İktidar bir sabah kalkıp, 'Benim iktidar olduğum dönemde bir paralel yapı kurulmuş' dedi. Biz bir sabah öğrendik. Geçmişte o 'Paralel' dediklerine ilişkin suçlamalar vardı. O çevrelere karşı kalkan olmuşlardı. Sonra bir sabah 17 Aralık oldu ve 'Paralel' dediler. Onların hesabını kendileri versinler. Biz orada yoktuk zaten" yanıtını verdi.