Başbakan Davutoğlu, aday öğretmen yetiştirme toplantısında ilkokul öğretmenini anlattı: ''5. sınıfta bir müsamere yazdım Müzeyyen Hocam 'Başbakan sen olacaksın' dedi. Müzeyyen Hocam o sırada çok sağlam bir dua etti ki ben buraya gelebildim. Başka türlü gelemezdim.''
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ankara'da, "Aday Öğretmen Yetiştirme Süreci 1. Değerlendirme Toplantısı"nda konuştu.
Öğretmen adaylarına tavsiyelerde bulunan Başbakan Davutoğlu, öğrencilik yıllarını ve öğretmeni ile anılarını anlattı.
Davutoğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:
''Müzeyyen Hocam beşinci sınıfta o zaman kümeler vardı her bir konu için müsamere yazardım.Bir müsamere yazdım Müzeyyen Hocam 'Başbakan sen olacaksın' dedi. Hayatımdaki ilk başbakanlık tecrübesini İstanbul Bahçelievler'de o zaman yeni gelişiyor Bahçelievler toz toprak içinde okula gidiyoruz. Bir sandalyeyi çekti hocam 'Hadi konuş bakalım' dedi. Sınıfta bir sandalyenin üstüne çıkarak ilk nutkumu irat ettim.
''MEZARA ELLERİMLE KOYDUM''
Hiçbir zaman düşünmemiştim, hep ilim adamı olarak yola devam etmeyi hesap etmiştim ama muhtemelen Müzeyyen Hocam o sırada çok sağlam bir dua etti ki ben buraya gelebildim. Başka türlü gelemezdim. Müzeyyen Hocam ile irtibatı hiç kesmedim. Hayatı öğrencileri ile doluydu, hiç evlenmemişti. Müzeyyen Hocamın son anına kadar başucunda 'Başıma bir şey gelirse oğlum Ahmet'i arayın telefonu şudur' diye yazıyordu. Bir gün telefon geldi. Mezara ellerimle koydum. Bu emin olunuz benim meziyetim değil. Bir ilkokul öğretmeninin bir öğrencisinini hayatında ne kadar iz bırakabileceğini anlatmak için anlatıyorum.
''MESLEĞİNE EN BÜYÜK İHANETİ YAPMIŞ OLUR''
Öğrenci-öğretmen ilişkisinin, coğrafi, etnik, dini, mezhebi bir sınırı olmaz. Bir öğretmen ki öğrencisine, 'şu veya bu dindendir, şu veya bu dildendir, şu veya bu mezheptendir, şu veya bu etnik kökendendir' derse ve o nazarla bakarsa, mesleğine en büyük ihaneti yapmış olur."