Yazdır
Ensar Vakfı Karaman Şubesi ve Karaman İmam Hatip Lisesi Mezunları Derneği’ne ait evlerde yaşanan iğrenç olaylar, toplumu “Bu evlerde ve Kuran kursu yurtlarında neler oluyor?” sorusuyla birlikte kahredici bir endişe ve üzüntü içinde bırakmıştır.
Adı geçen kurumlarda bir öğretmenin doktor raporuyla ispatlanmış 10 çocuğumuza, iddialara göre 45 çocuğumuza cinsel istismarda bulunmuş olması, yatılı Kuran kurslarında, kapalı mekânlarda din öğretimi adı altında dine, vicdana, ahlaka, hukuka aykırı işlerin yapıldığı endişesini yaratmıştır.
Ana-babaların güvenli eğitim kurumları olduğu düşüncesiyle emanet ettiği evlatlarının fiziksel, ruhsal olarak ağır şekilde yaralanması asla görmezden gelinemeyecek bir olaydır. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu’nun Ensar Vakfı’na arka çıkan; vakfı koruduğu, aklamaya çalıştığı izlenimini veren açıklaması şaşkınlık ve üzüntüye neden olmuştur. Oysa Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı’ndan ilk anda beklenen; çocuklara ve aileye şefkatle yaklaşması, geniş sorumlu kitlesi için Savcılığa suç duyurusunda bulunması, bütün ülkeyi kapsayan geniş çaplı bir araştırmaya giriştiği biçiminde ayrıntılı açıklamalar ve uygulamalar yapmasıdır.
Yatılı-gündüzlü Kuran kursu, vakıf, ev gibi adlar altında tarikatlara bağlı olarak serbestçe faaliyette bulunan ve yaş sınırı olmaksızın bütün çocuklara açık olan bu tür yerlerin devletçe sıkı kurallara bağlı ve denetim altında çalışması, toplum vicdanının ve sağlıklı nesiller yetiştirmenin gereğidir.
Bu gibi olaylarda yalnızca fiili işleyen kişi (olayda öğretmen) değil, bunları denetlemeyen devlet ile ilgili kurumun ihmali olan yöneticileri de sorumludur. Görevini hakkıyla yapmayan bütün sorumlular, kast ve ihmale dayalı bu bozuk düzenle mücadele etmeyen bakanlar ve siyasetçiler, o makamları işgal etmemelidir.
İlgili bütün bakanları Karaman’da yapılacak duruşmayı izlemeye çağırıyoruz.
Bizler yurttaşlar olarak orada olacağız.