Saxo Bank ekonomistlerinden John J. Hardy, Amerikan Merkez Bankası'nın (Fed) faizleri sabit tutma kararının piyasadaki beklentiler ile örtüşmediğini belirterek, yaklaşan ABD başkanlık seçimlerinin piyasaya olası etkilerinin bu kararı etkilemiş olabileceğini öne sürdü.
Fed'in geçtiğimiz hafta faizleri sabit tuttuğu Federal Açık Piyasa Komitesi (FOMC) toplantısını değerlendiren Hardy, yaklaşan ABD başkanlık seçimlerinin piyasaya etkilerinin bu kararı etkilemiş olabileceğine ve yanılma olasılığını ortadan kaldırmak için Fed'in piyasa verileri ve finansal koşullardaki ani iyileşmeye temkinli yaklaştığına dikkati çekti.
Hardy, Fed'in faizler konusunda aldığı kararın piyasaların beklentisini karşılamadığını belirten Hardy, bunun nedenlerine değinerek, "Geçtiğimiz Aralık'taki ilk faiz artışına yönelik talihsiz açıklamaları sonucu yarattığı kararsız ilerleme girişimlerinden sonra, Fed'in kristal küresi olmadığını hepimiz biliyoruz. Alınan bu yumuşak kararın arkasındaki nedenleri çok iyi analiz etmemiz gerekiyor. Öncelikle Fed, yanılma kaygısıyla piyasalara temkinli yaklaşmış olabilir. Piyasalara her zaman biraz temkinli yaklaşımı da anlayışla karşılayabiliriz. Ancak bu, aynı zamanda Richard Koo'nun Parasal Gevşeme Tuzağı'nın kabulüdür. Yani bir kere parasal gevşeme ve sıfır faiz politikası uyguladığınızda, bir daha varlıklara zarar vermeden ve yeni bir gerileme dönemini tetiklemeden işin içinden asla çıkamazsınız." ifadelerini kullandı.
İkinci nedenin Fed'in kasım ayındaki ABD başkanlık seçimine odaklanması olduğunu belirten Hardy, "Fed'in, çok sıkı para politikasının siyasi istikrar risklerinin, fazla gevşek bir politikanın risklerinden çok daha büyük olduğundan korkarak hiçbir şey yapmamasıdır. Başkan olması durumunda bunu, Trump'ın düzene, statükoya karşı zaferi olarak da okuyabiliriz. FOMC elbette bunu açıkça ifade etmeyecektir, fakat Fed Trump'ın başkan seçilmesinden, üstelik bu gerçekleşirse, 2018'de Fed Başkanı Janet Yellen'in yerine kimi atayacağından bayağı korkmuş olmalı." değerlendirmesinde bulundu.
Hardy, Fed açıklamasının ardında yatan bir başka nedenin, G20 toplantısı sonrasında çıkan kararlar olduğuna işaret ederek, bu kararların, ülkeleri rekabet devalüasyonuna girmeme doğrultusunda hareket etmeye yönlendirdiğini, Japon Merkez Bankası toplantısından gelen bilgilerin de bu argümanı desteklediğini belirtti.
Hardy, şunları kaydetti:
"Fed, kendi politikasının gelişmekte olan ülkelerin piyasaları, özellikle de Çin için uygun olup olmadığını belki de daha dikkatle değerlendiriyordur; belki de açıklamalarının olası global sonuçları üzerinde fikrini değiştirmiştir. Bu ekonomileri çökerten aşırı sıkı politika ABD büyüme beklentilerinde geri dönüş riski getirir. Elbette bu, aynı zamanda Fed'in kendi ülkesinde koşulların iyice ısınmasına izin verme riskini aldığı anlamına da gelir. Önceki Fed Minneapolis Başkanı ve ünlü güvercin Kocherlakota yakın tarihli bir makalede, Çin hakkında kaygılanmanın gerçek nedeni ABD ve Çin'in fiili bir kur ittifakı içinde olmaları ve dünyanın en büyük iki ekonomisi arasındaki bu kur ittifakının sona ermemesi için çok dikkatle yürümeliyiz diyerek aslında hepimize bunun ipuçlarını vermişti. Her durumda önümüzdeki dönemde kısa vadede ABD dolarının zayıflığı sürecek."