FINANSGUNDEM.COM
Almanya, ikinci vatan. Söylemek kolay da, ya alışmak? 60'larda çoğunluğu erkek yüzbinlerce Türk, kasabalarından, kentlerinden kopup yeni bir ekmeğe koşarken gurbette bekleyen yeni bir hayat için neler feda edilmedi ki? Dumanı tüte tüte İstanbul’u terk eden trenden uzanan bekarı, evlisi, binlerce el, kimlere veda etmedi ki?
Ama şimdi konumuz erkekler, yeni hayat onlara ne kadar zor olacaktı? Oralarda ne yerler, içerler, ne konuşurlardı? Kadın erkek ilişkileri nasıldı? Kadınlar nasıl davranırdı? Nasıl bir bakış, bir endam, nasıl bir sohbetle karşılaşacaklardı? Ya birinden hoşlanırsa, hoşlandığından karşılık alamazsa, ne yapacaktı? Alıştıklarından, örflerinden ne kadar farklıydı ‘uzak’lar?
Demir tekerler dönerken kimi ‘off’ çekerek gidiyordu, kimi ‘ohh’.
Ancak daha sınır kapısından çıkmadan uyarı hazırdı. Hem de ne uyarı? Uzak vatanda yeni bir ‘ocak’ kurmaya hazırlanan Türk işçilerini gurbete uğurlayan Türkiye İş Kurumu, hazırlattığı ‘görgü kitabı’yla erkeklere ‘ayar’ çekiyordu. Bu öğütler ne kadar işe yaradı, okuyanlar ne kadarına uydu bilinmez ama o satırlar yıllar sonra bile bir kez daha okunmaya değer.
TÜRK İŞÇİLERİ GÖRGÜ KİTABI
"Yabancı ülkelerde kadın erkek ilişkileri memleketimizden çok farklıdır. Yabancı kadın ve kızlar çok rahat hareket ederler. Onların bu hareketlerini yanlış anlayıp kötü kadın sanmayınız. Hiçbir şekilde rahatsız etmeyiniz. Ve laf atmayınız. Yabancı kadın bir erkeği beğenirse onunla tanışmak için fırsat arar ve yakınlık gösterir. Bu ancak gazino, kahve ve kulüplerde otururken olur. Kadından bir ilgi görürseniz, ona bir şey ikram ederek, konuşabilirsiniz. Yabancı bir kadınla arkadaşlık kurmuşsanız ondan sadakat beklemeyiniz. Yabancı kadın arkadaşı ile gazinoda içki içmeyi, parklarda rahat gezmeyi, sinema ve kulüplere gidip dans etmeyi yeterli bulur. Bunun için kadın istemezse arkadaşlığınızı daha ileri götüremezsiniz. Aksi halde kadın arkadaşlığını keser. Yabancı kadın arkadaşlığını keserse bunu olgun karşılayınız. Bunun için çirkin, üzücü olaylara yol açmamalısınız…”